Keşke zafer sarhoşu olsaydı, keşke biraz tepeden baksaydı, keşke kahkahalar atıp kılıcını göğe kaldırıp zaferini ilan ederken kibre bulansaydı da o kendisine acıyan bakışını görmeseydi ve gördüğü son bakış da bu olmasaydı.
*
“Zaman sonsuzdur, zaman umudu büyütendir. Asla hakikat yolundan ayrılma, asla inancını kaybetme. Sen ışık olacaksın Ali, sen hep öyleydin, ışıktın, aydınlıktın. Belki şimdi değil ama öyle günler gelecek ki bedenler toprağa, ruhlar Firdevs bahçelerine konduğunda sözlerimiz sonsuzlukta yankılanacak. Sen ilmin kapısısın Ali; tüm zorluklara, tüm haksızlıklara rağmen ışık olmaya devam et, unutma ki âlimler gökteki yıldızlar gibi sonsuz ve zamansızdır, onlar asla eskimez, onlar asla ölmez.”
*
Aslında istikamet, Allah'ın hayata çaktığı çividir. Bu çiviyi Allah c.c. ihsan ve ihlâs şuurunu elde eden, attığı her adımı Allah için atan, bakışlar ondayken değil,kürsülerde iken değil, hayatın içerisinde bin bir imtihan ile baş başa kalınca bile, başına binlerce iş gelme pahasına bile derin bir ihlâs ve ihsan şuuru ile hareket edenin hayatına Allah c.c. çakar; yani bahşeder. Hz. Ali demek, işte budur. İstikamet çivisini Allah’ın çaktığı insan...
“Peygamberiniz, ‘Ben ilmin şehriyim, Ali ise kapısıdır,’ diyerek sahip olduğu hikmetin büyüklüğüne işaret etmiştir. Hazreti Ali tüm algılarımı değiştiren bir sözünde şöyle buyurur; ‘İnananın yüzünde güleçlik vardır, kalbindeyse hüzün. Gönlü her şeyden geniştir, nefsi her şeyden alçak. Yücelikten nefret eder, şöhrete düşmandır; gamı gussası uzundur, düşünmesi derin. Susması fazladır, vakti yoktur. Çok şükreder, çok sabreder. Düşünceye dalmıştır, ihtiyacı olanları görünce kendi ihtiyacını hatırlamaz bile. Huyu güzeldir, geçinmesi hoş ve yumuşak. Şeref ve din bakımından serttir, huy bakımından kuldan alçak.’ “