Çok şeyi unutturan, eskiten ve duyulmaz hale getiren zaman Kâinatın Efendisinin nurani sadâsını değil unutturmak, eskitmek; belki daha gür bir şekilde günümüze kadar aşk ve şevk içinde taşımıştır ve kıyamete kadar da daha parlak bir surette taşıyacaktır. Bugün onun Asr-ı Saadetinden akıp gelen kutsi eda ve sadası, ruhlarımızı, gönül ve vicdanlarımızı, bir başka tatlılık, bir başka heyecan ve bir başka haşmet ile okşamaktadır. Bize yeniden hayat, yeniden aşk, yeniden ümit, metanet ve cesaret vermektedir.