h

Hz.Muhammed(SAS)

0 üye
Takip
“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl, “Muhammed'siz muhabbetten ne hâsıl .. Allah Teala bilinmeyi sevdi ve efendimiz Hz.Muhammed'i yarattı. Hz. Muhammed'in muhabbeti olmayan Sevgiden ise makbul bir netice Hasıl olmaz, meydana gelmez.
"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, akrabalarınız, kazandığınız mallar kesada uğramasından korktuğunuz ticaretiniz, hoşlandığınız meskenler; size Allah'tan, Resülü'nden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevimli ve sevgili geliyorsa o zaman Allah'ın sizin hakkınızdaki hükmünü bekleyin durun. Allah fasıklar topluluğunu asla hidayete erdirmez."[2] Büyük müfessir İmam Kurtubi bu âyetin tefsirinde şöyle bir ifade kullanır: "Bu âyet; Allah'ı ve Resûlü'nü sevmenin farz olduğuna delildir ve bu konuda hiçbir görüş ayrılığı yoktur. Ayrıca bu sevgi; her sevgi ve sevgiliden önce gelir. "[3] Efendimiz'i (sas) sevmek, imanın tadını ve lezzetini elde etmenin en önemli vesilesidir. [1] Ayette ifade edilenlerden ve sözün gelişinden anlıyoruz ki, Rabbimizin demek istediği "her şeyiniz, ama her şeyiniz" sevgide tercih meselesinin konusudur. [2] Tevbe, 9/24. [3] Kurtubi, el-Camiu li-Ahkamil-Kur'an, VIII, 165
Reklam
Sevmeyi becerebilenlere
Eğer beni seviyorsan fakirliğe karşı hazırlıklı ve zırhlı ol. Çünkü fakirlik, beni sevene yüksekten inen bir selden daha çabuk ulaşır." ² İşte Efendimiz'in: "Seni çok seviyorum." diyene verdiği cevap böyle bir cevaptı. Elbette Efendimiz'in (sas) bu cevabı çeşitli açılardan ele alınıp incelenebilir. Ancak biz, asıl üzerinde duracağımız konu itibari ile bu hadise bakarsak çok rahatlıkla söyleyeceğimiz bir şey var ki o da Efendimiz'in dünyasında sevgi, çok da ucuza elde edilebilecek bir şey değildir. Peki, neden? Bunun neden böyle olduğunu biz, Efendimiz'in hayatına baktığımız zaman hemen anlayabiliyoruz. [2]Tirmizî, "Zühd"
Efendimiz sav'in sahabi sevgisi
Efendimiz'in (sas) sahâbeye olan sevdasının boyutunu anlayabileceğimiz bir dua ile başlayalım. Efendimiz bir gün Rabbine şöyle yakaracaktı: "Allah'ım! Ashabımı bana bırakma, ben onlara gereği gibi bakmaktan aciz kalırım. Onları kendilerine de bırakma, onlar kendilerine bakmaktan aciz kalırlar. Onları başkalarının eline de bırakma, çünkü başkaları onların kıymetini tam anlamı ile kavrayamaz, kendilerini onlara tercih ederler de onlara haksızlık yaparlar." Efendimiz'in (sas) bu duasındaki yakarışlarından biz, ashabını nasıl bir sevgi ile sevdiğini çok iyi anlıyoruz. O öyle bir seviyor ki ashabını, bu sevgisine rağmen kendisi dahi onların kadri kıymetini tam anlamı ile kavrayamama endişesi taşıyor ve onları kendinden, kendilerinden ve başkalarından bile sakınarak direkt Allah'a (cc) emanet ediyor.
Efendimizi (Sav) nasıl sevmeliyiz?
Eğer "vusülsüzlüğümüz usülsüzlüğümüzden" kaynaklanıyorsa, yani hedefe varamamamızın en önemli sebebi usûlün olmayışı ya da bu noktadaki eksikliklerimiz ise yapılması lazım olan şey, sevginin usûlünü de belirlemektir. Efendimiz'i (sas) sevmek, hiçbir şeyi O'nun kadar sevmemekle mümkündür. Bu ilke çok önemli olduğu için biz de en başa bunu aldık. Çünkü Efendimiz'i (sas) sadece sevmemiz yetmez, Allah (cc) dışında hiçbir şeyi O'nun kadar sevmemek, tabir-i caizse sevgide O'nu rakipsiz kılmak şarttır.
Rabbim bu ümmete Nesibeler (r.a) nasip etsin
Hatta sevgisinde ve heyecanında fazlalık vardı ama asla eksiklik yoktu. Nesibe (ra) validemizin mesul olduğu bir evi, o evde eşi ve iki oğlu vardı. Şimdi o, bu evi bir mektep edinecek, evini bir Dârü'l-Erkam'a, bir Suffa'ya çevirecek; kendi o evin muallimi olacak ve o evden Allah ve Resülü'ne (sas) âşık yürekler yetiştirecekti. Yani asli vazifesi olan analığı yapacak, asla analık rolü oynamayacaktı.
Reklam
368 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.