Ölüm ile doğum zahirde birbirine benzeseler de, gaye itibarıyla birbirinden farklıdırlar. Çünkü doğmak, amel etmek için, ölmek ise, yapılan amelin karşılığını almak içindir.
Hangi millet ve dinden olursa olsun, bir kimse ona iman etmez ve onu kendisine peygamber ve din kılavuzu edinmezse, küfür üzerine olur ve kâfir olarak ölüp ebediyyen cehennem de kalır.
Esasen yalnız ona değil, Kur'ân-ı Kerim 'de isimleri zikredilen peygamberlerden herhangi birine iman etmeyen de kâfir olur. Bunu da açıkça bildiren bir çok âyetler vardır. Bunlardan bir tanesi şöyledir:
"Allah ve resûllerine birlikte iman etmeyen, Allah'a iman edip resûllerine iman etmeyen veya Peygamberleri birbirinden ayırıp bir kısmına iman edip bir kısmına iman etmeyen kimseler gerçek kâfirlerdir. Biz kâfirlere ihanet edici bir azap hazırlamışız. Allah ve resûllerine iman edip bunları birbirinden ayırmayanlar için de hakkettikleri mükâfâtı hazırlamışız."
- Nisa, 150-152 |
SUÂL : Daha önceki sem âvî dinlere iman etmiş
kimselerin (yahudi, hıristiyan ve sâbiilerin) de bu son
peygambere iman etmeleri zorunlu mudur?
CEVÂP : Evet, kendi dönem inden kıyam etin kopacağı zamana kadar gelip geçen bütün insanların ve
milletlerin ona iman etmeleri ve ona uym aları zorunludur. Çünkü o, bütün beşeriyete gönderilmiş bir peygamberdir. Bu sebeple, Kur'ân-ı Kerim 'de, ona hitaben şöyle buyurulmuştur:
"De ki: Ey insanlar! Ben hepinize gönderilmiş bir
Allah elçisiyim. O Allah ki, göklerin ve yerin mülkiyeti O'na âittir; O 'ndan başka ilâh yoktur ; dirilten ve
öldüren O'dur. Hidayet bulmak için, Allah'a ve
O 'nun ümmî olan bu peygamberine iman edin ve ona uyun."
- A'râf, 158 |
"Biz seni bütün insanlara müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler."
- Sebe, 28 |
"Biz seni bütün âlemlere rahmet olarak gönderdik."
- A'râf, 158 |