i̇
İnsan-Toplum
0 üye— Eğer bir insan herhangi bir işe yararı dokunabileceğini hissediyorsa, susmamalıdır…
Pantolon bir zamanlar erkeklik simgesiydi ve Avrupa'da bazı ülkelerde kadınların pantolon giymesi yasaktı. Feminizmle birlikte kadınlar pantolon giymeye başladılar. Pantolon, kadın harekâtının mücadelesinde bir simge oldu.
Feminizm hareketinin kurucularından Simone de Beauvoir, kadınlara pantolonun daha rahat bir kıyafet olduğunu söyleyerek, onları pantolon giymeye yönlendirmişti. Feministlerin pantolonu tercih etmelerinin rahatlıktan başka bir anlamı var elbette. Kadınlar eşitlik mücadelesine erkek kıyafeti ile başlayarak eşit olmak için benzeşmenin gerekliliğini de vurgulamış oldular.
Sayfa 88 - PK
Anlamıyorum doğrusu: Yolunca, yordamınca kuşatılmış bir halk üzerine bombalar yağdırmak, biçim bakımından kimseyi rahatsız etmiyor ve saygıdeğer bir şey sayılıyor bu!
Dürüst, duygulu insanlar içtenlikle her bir şeylerini söylerler, işadamları ise kulak kesilir, duyduklarını çıkarları yönünde kullanırlar.
Daha haklı çok az şey gördüm..
Üzüldüğümüzde "Karadeniz'de gemilerin mi battı?" derler; sevindiğimizde "Cennetle mi müjdelendin gamsız?" derler; boşverdiğimize, "umursamaz" derler. Konuştuğumuzda, "çenesi düşük" derler; sustuğumuza, "dut yemiş bülbül" derler. İleri atıldığımızda, "deli cesaretli" derler; çekip gittiğimizde "korkak" derler. Alttan aldığımızda, "Tepene çıkarma." derler; dediğim olacak dediğimizde "kabadayı" derler. Derler de derler. Yani ne yaparsak yapalım, muhakkak bizi eleştiren insanlar önümüze çıkacaktır. Ömrümüz geçip gider de bir kişi "Tamam, doğrusunu sen yaptın, haklıydın." demez.
Sayfa 15
Akımdaki atı kendim sürüyorum sanıyordum. Oysa, benim bindiğim seyis atı, Binbaşı'nın atına uyar gidermiş.
Gerçek hayatta da böyle olmaz mı? Olaylar gönlümüze göre gidince, onları biz böyle yürütüyoruz, sanırız. İnsanoğlunun mutluluk budalalığı işte... Ama olaylar bizim isteklerimize karşıt çıkınca, acı gerçek kafamıza dank eder.
