Süheyil Aydın
Aslında önemli olan yürünen yoldur. O yolda tercih edip etmediklerindir, seni sen yapan. Ama insanoğlunun ilgilendiği tek şey sonuçtur. Kazanırken yada kaybederken ne yaptığının, yaptıklarının sonucunda senin neye dönüştüğünün, senin dışında kimse için bir önemi yoktur. Ve dönüştüğün şey neyse, o artık asla eski sen değilsindir.
Kıskançlığın, ne kadar hayvanca, fakat aynı zamanda ne kadar insancıl bir duygu olduğunu ilk defa anlıyor, mantık tanımayan bu köpürüşün, hiç değilse yarı yarıya güçsüzlükten, umutsuzluğun verdiği acıdan başka bir şey olmadığım seziyordu.
İnsan olmak, gerçek insan, etiyle kemiğiyle insan olmak bile ağır gelir bize. Utanırız bundan, insan olmayı yüzkarası sayarız, benzeri olmayan toplumsal birtakım insanlar olmak için çabalarız. Ölü doğmuş insanlarız biz ve uzun zamandır canlı babaların çocukları değiliz, giderek daha çok hoşlanıyoruz böyle doğmuş olmaktan. Zevk duyuyoruz bundan. Çok yakın bir gelecekte bir şekilde düşüncelerden doğmanın yolunu bulacağız.”