İran Edebiyatı

2 member
Ben ki henüz yaşadığım dünyaya bile alışamamıştım, bir başka dünya neyime yarardı benim? Bana göre değildi bu dünya; bir avuç yüzsüz, dilenci, bilgiç, kabadayı, vicdansız, açgözlü içindi; onlar için kurulmuştu bu dünya.
Sayfa 73 - ykyKitabı okudu
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. Kimseye anlatılamaz bu dertler, çünkü herkes bunlara nadir ve acayip şeyler gözüyle bakarlar. Biri çıkar da bunları söyler ya da yazarsa, insanlar, yürürlükteki inançlara ve kendi akıllarına göre hem saygılı hem de alaycı bir gülüşle dinlerler bunları. Çünkü henüz çaresi de, devası da yok bu dertlerin. Tek ilaç şarap yardımıyla unutmaktır; afyonun ve uyuşturucu maddelerin sağladığı sahte uykudur. Ama ne yazık ki bu tür devaların da etkileri geçicidir, acıyı kesecek yerde çok geçmeden daha da şiddetlendirirler.
Reklam
Satranç
İranlıları küçük görmeyin sakın ha, sakın burun kıvırmaya kalkmayın, satrancı icat etmiş bir millettir onlar! Sen daha elinin parmaklarını sayamazken, onlar senin beş hamle sonranı görüp ona göre kurarlar oyunlarını.
Sayfa 53 - Metis YayınlarıKitabı okudu
Yaralar vardır hayatta, ruhu cüzzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar.
Sayfa 15 - Yapı Kredi Yayınları
" Yaralar vardır hayatta , ruhu cüzam gibi yavaş yavaş ve yalnızlıkta yiyen, kemiren yaralar. "
Sayfa 15 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Takma kafana, unutacaksın. Ademoğlu unutkandır. Ne vakit bir derdi olsa ahlanıp vahlanır, feryat figan eder ve sonra unutur onu. Dert her zaman dert olarak kalmaz. Ya o derdin bir dermanı bulunur ya da insan alışır derde.
Reklam
48 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.