İslam hukuku dersimizde hoca şöyle dedi:Tanıdığım hakimler arıyor davadaki uyuşmazlığı çözmek için bana danışabiliyorlar. Kendisi İlahiyat profesörü ve islam hukuku seçmeli dersini veriyor bizde. Yani Hakimler arayıp islam ilkelerine göre uygun mu diye danışmaları Hukuk devleti ilkesi,vatandaşların güvenliği açısından problemli.
Dini inancını bilmiyoruz uyuşmazlık taraflarının müslümam değiller ya da Türk hukukuna guvenerek davacı ya da davalı sıfatındalar. Yargılanacaklarini ya da uyuşmazlığı çözeceklerini düşün dükleri hukuk İslam hukuku değil!!Ve hangi meshepin mensubu bir süru düsunce ekol var!
Bu yüzden tek bir hukuk kuralı benimsemek ve öngörebilmek çok önemli!
Esnek bırakılıyor hakime takdir yetkisi veriliyor zamanın şartlarına uyuşmazlığa uyumlaması için kuralı ama hakier bu yetkiyi bu şekilde kullanmamalı!!
Şimdi hangi bir devlet reisi çıkar da:
- Ey insanlar fena bir yola düşecek olsam, bana ne yaparsınız? diye sorabilir. Sorsa bile, "Seni kılıcımızla doğrulturuz!" diyebilecek kahramanları bulabilir miyiz?
Islam fıkıhının metodu, zorluğu kaldırıp kolaylığı yerleştirmektir. Hiç şüphesiz İslam dini, bu hükümleri meşrulaştırırken insanların saadeti ve ihtiyacını gözetmiştir. Bunun içindir ki, bu hükümlerin uygulanması; insanın güç ve takatı dahilinde olacak bir şekilde tanzim edilmiştir. Öyle ki bu hükümlerin içinde insanın yapamıyacağı ve yerine getiremiyeceği birşey yoktur. Mükellef olan insan, gücü haricinde bir zorlukla veya özel durumlarda bir güçlükle karşılaştığı zaman: Islâm hemen önüne ruhsat ve kolaylık kapısını açıverir.