İslâm-Siyaset

0 üye
Takip
Muhammed "Peygamber" olduktan 14 yıl sorna içkiyi yasakladı
Muhammed'in amcası Hamze İbni Abdülmuttalib in İslâmda içki yasağına sebep oluşunun hikayesi. Muhammed içki yasağını günlük siyaset gereği yasaklamıştır. Hicretin üçüncü yılında amcası Hamze İbni Abdülmuttalib' ile ilgili bir olay vesilesiyle ve fakat onun Uhud Savaşı sırasında ölümünün hemen sornası koymuştur yasağı. Yani Muhammed "Peygamber" olarak kendisini ilan etmesinden 14 yıl soran yasakladı. Bunun kendisine zarar verdiğini ve bedevileri içip içip kendini kaybetmesi sornası kendi otoritesinin sarsılmaması için yasaklamıştır. Hamze İbni Muttalip savaşlarda çok cesur olduğu için "Allahın ve peygamberin aslanı" lakabı da almıştı.  Hamze nin bir kusuru vardı oda kadına ve içkiye düşkündü. Öfkelendiği zaman, hele bir de sarhoş ise, kim olursa olsun, küfürler savurarak herkesi kırıp geçirirdi. Sorna Hamze, Ali nin atlarını kesip alkol ile birlikte yer. Bunun üzerine Ali, Muhammed e gider, ancak Hamze nin bedevileri üzerinde otoritesi olduğu için Muhammed bişey yapamaz.  Sorna Hamze, Uhud Savaşında "şehit" olur olmaz hemen içki yasağını getirir. Çünkü Hamze varken yapamaz bunu.
Suudilerin Anayasası Kur'an ama yolsuzlukta en önde
"Anayasası Kur'an olan" bir İslâm devleti olduğu söylemene rağmen, Suudilerden maaş alamayan İslamcılar için bu iddialar ikna edici değildir; yolsuzluğu, Batı ile yakın bağları ve -Batı'yı rahatsız etmesin diye- Müslümanların davalarını açıkça savunma konusundaki genel çekingenliği nedeniyle, çok az İslamcı, krallığı ideal bir İslâm devleti olarak görmektedir.
Reklam
Sözde Mısırlı liberaller, siyasal İslâma karşı çıkmış.
Mısır'da liberaller ihvanı hukuk dışı devirlmeyi meşrulaştırırken, bir yandan da şunu ileri sürüyorlardı; "siyasal İslâm" tanımı gereği başarısız olmuş bir projedir, asla başarılı olamaz, tehlikeli ve semeresiz bir deneyi temsil eder ve bu nedenle de asla sınama şansı bile verilmemelidir. Argümanlarına göre, siyasal İslam doğası gereği doktrinerdir; esnek değildir çünkü "Tanrıdan alınan" prensipler kesindir ve değiştirilemezler; siyasal İslâm mutlak hakikatin kendisinede olduğunu ettiği için değişim ya da uzlaşmaya kapalıdır; İslâm hukukunu herkese empoze etmeye kalkışacaktır; ve nihayet tabiatı icabı demokratik değildir zira yasama ve güç kaynağı, halkın iradesine dayalı olmaktan ziyade "Allah-vergisi"dir. İslamcı hareketler hoşgörüsüz, otoriteryen, katı, değişmekten aciz olup çoğunlukla şiddet ve kan dökme içerirler, bundan dolayı da iktidardan dışlanmalı, gerekirse zor kullanılarak.
Suudi'ler Avrupa'da hovardaca yaşarken, halka radikal din öğretiyorlar.
Çoğu Suudi din adamı hanedanla yakın bir menfaat ilişkisi içindeyken Suudi eliti de bir yandan Avrupa'nın, Fas'ın ve Körfez'in lüks mekanlarında paraları ahlaksızca ve hovardaca saçıp savururken bir yandan da Krallık içinde katı sosyal pratikler olmasını istemeleri son derece çirkin bir ikiyüzlülüktür. 2011 de Suudi uleması, Suudi rejimine karşı sokak gösterilerini "İslâm karşıtı" olduğunu belirten bir fetva vermek suretiyle, kendi İslâmi prestijini daha da yaralamıştır.
İhvanın ideolojik beyannamesi.
Müslüman Kardeşler'in Kuruluş Beyannamesi'nin inanca dair cümleleri haşindir; "Hatamız Allah; yaşamış Kur'an, önderimiz Peygamber; yolumuz Cihad; Allah yolunda ölmekse emellerimizin en yücesidir."
Tarihin tespiti;
"İslam'da din siyaset ayrımı yoktur" sloganını dillerinden düşürmeyenler, İslâmî değerlerin siyaset yoluyla gerçekleştirilmesini değil, geleneksel İslam'ın kendi siyasi geleceklerini garanti etmesini arzu etmektedirler.
Sayfa 36·Kitabı okudu