İslam ve Hayat

2 member
Çocuklar İsim Vermek
ÇOCUKLARA İSİM VERİLİRKEN NELERE DİKKAT ETMEK GEREKİR? Anne ve babanın yükümlülüklerinden biri de çocuklarına güzel bir isim koymaktır. Bu hususta sevgili Peygamberimiz (sas), “Siz kıyamet gününde kendi isimleriniz ve babalarınızın isimleriyle çağırılacaksınız. Öyleyse (çocuklarınıza) güzel isimler koyunuz.” (Ebû Dâvûd, Edeb, 68) buyurmuştur. Konulacak isimlerin Arapça olması ve Kur’an’da geçmesine gerek yoktur. İsim konulurken dikkat edilecek husus, bu ismin anlamının güzel, başkaları tarafından yadırganmayacak ve aşağılanma sebebi olmayacak bir isim olmasıdır. Zira isimler, insanlar üzerinde tesir ve telkin gücüne sahiptir. Muhtemelen bu etkiye binaen, Hz. Peygamber (sas) isimler üzerinde ısrarla durmuş; sadece Cahiliye Devri’nden kalan kötü anlamlı isimleri değil, hayvan, eşya ve mekânlarla ilgili kötü bazı isimleri de değiştirmiştir (Ebû Dâvûd, Edeb, 68-69). Çocuklarımıza Müslüman olduklarını hatırlatacak, dinî ve millî değerlerimize uygun, anlamlı isimler verilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Ölüm
HER CANLI ÖLÜMÜ TADACAKTIR! Hayat, ilahi bir lütuf olduğu gibi ölüm de kaçınılmaz bir hakikattir. Dünyaya gelen her insan kendisine takdir edilen ömrü yaşayacak ve sonunda mutlaka ölecektir. İnsan nerede olursa olsun, ne kadar kaçarsa kaçsın, ne kadar çare ararsa arasın, ölüm onu muhakkak yakalayacaktır. Dünyadan, anadan, ba- badan, yardan, evlattan ayrılış gibi görünse de aslında ölüm, mümin kulların Cenab-ı Hakk’ın huzurunda sevdikleriyle yeniden buluşmalarının adıdır. Allah’a karşı kulluk vazifelerini yerine getirenler için huzur ve mutlulukla dolu yeni ve ebedî bir hayatın başlangıcıdır. Sevdiğini kaybedenin kalbinde hüzün, gözünde yaş olur; ama isyan bize yaraşmaz. Nitekim Sevgili Peygamberimiz de henüz bebek olan oğlu İbrahim’i kaybettiğinde gözyaşı dökmüştür. Ama ölümün ibret dolu gerçekliğiyle karşılaştığı o anda Peygamber Efendimizin dilinden şu sözler dökülmüştür: “Göz yaşarır, kalp mahzun olur. Fakat biz Rabbimizin razı olacağı şeylerden başkasını söylemeyiz...” (Ebû Dâvûd, Cenâiz, 23, 24) Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
İSLAM ÜMMETİ Ümmet kelimesi, Türkçede bir peygambere inananlar ve ilahi dinlere mensup kavimler topluluğu olarak tanımlanır. Kur’an’da tekil ve çoğul hâliyle 64 defa geçen bu kelime genelde toplum/cemaat anlamında kullanılmış, özelde ise kendilerine peygamber gönderilen topluluklara ümmet denmiştir. Yüce Allah, Müslüman ümmetin Allah’a ve ahiret gününe iman eden, doğru ve âdil, mutedil, iman edip iyilik yapan, iyi davranan ve Allah’ı görüyormuş gibi ibadet eden, insanları hakka ileten ve hakla hükmeden, iyiliği emredip kötülükten meneden ve hayırda yarışan bir ümmet olduğunu belirtmiştir. Kur’an-ı Kerim’de aşırılıklardan uzak “orta bir ümmet” olarak anılan İslam ümmeti, insanlar arasından çıkmış en hayırlı ümmettir. Âl-i İmran suresindeki ifadeyle bu ümmet, “bütün insanlığın dirliği için varlık alanına çıkarılmış”tır. Fetih suresinde ise ümmet-i Muhammed’in konumu ve sorumluluğu açıklanmış, onların yaşatacağı Hak dinin diğer bütün dinlere üstün geleceği belirtilmiştir. Diyanet İşleri Başkanlığı
İlk Yaratılış
İLK YARATILIŞI TEFEKKÜR ETMEK Tefekkür, gerçeği anlamak ve doğru davranmak için emek verip düşünmektir. Tefekkür, aklın duasıdır. Geliniz, Cenab-ı Hakk’ın bizlere ihsan ettiği sayısız nimetlerinden bazılarını tefekkür edelim: Yüce Rabbimiz, göklerde ve yerde ne varsa hepsini, güneşi ve ayı, bütün yıldızları, geceyi ve gündüzü insanın hizmetine vermiştir. Yağmuru ve yağmurun müjdecisi olan rüzgârları göndermiş, yağmurla hayat verdiği ölü topraktan nice bitkileri, bağları ve bahçeleri çıkarmıştır. Denizleri ve okyanusları insanın emrine vermiş, ona susuzluğunu giderecek âb-ı hayat çeşmeleri ikram etmiştir. Geçiminde birçok fayda sağlayan hayvanları insana boyun eğdirmiştir. Evini ve ailesini, insanoğlu için huzur ve dinlenme yeri kılmıştır. Ona, iyiyi kötüden ayırt edebilecek akıl, hissedebilecek gönül ve nimetlerinden istifade edebilecek duyu organları lütfetmiştir. Hak ve hakikat kılavuzu diniyle, hidayet rehberi kitaplarıyla, ahlak ve fazilet örneği rahmet elçileriyle insanları karanlıktan aydınlığa çıkarmıştır. Diyanet İşleri Başkanlığı
Takva
TAKVA ELBİSESİNİ KUŞANMAK Takva bir şemsiye terim olup bir taraftan tüm günahlardan uzak durmayı, diğer taraftan da inanç, ibadet, ahlak ve doğru davranışları kapsar. Bizi Allah’tan uzaklaştıran her türlü inanç ve eylemi terk etmek takvanın kapsamına girdiği gibi, bizi Allah’a yaklaştıran her doğru inanç, düşünce, güzel söz ve eylem de takvanın kapsamına girer. Takva doğru inancın ve davranışın içtenlik ve samimiyetle beslenmesi, üretilmesi ve ortaya konmasıdır. Aynı zamanda takva, samimi olanla olmayanı birbirinden ayıran bilinçlilik hâlidir. Bu bilinç kişinin hem kalbini hem de davranışlarını kuşatır. Kur’an-ı Kerim, müminlerden imanın gereği diğer güzel vasıflarla birlikte müttaki olmalarını ister. Onları en hayırlı giysi olan takva elbisesine (libâsü’t-takvâ) bürünen kişiler olabilmeye yönlendirir. Müminlere, takvanın bir gereği olarak üzerlerine düşen tüm kulluk görevlerini özenle yapmalarını ve sakıncalı şeyleri de terk etmelerini ısrarla hatırlatır. Diyanet İşleri Başkanlığı
YETİMİN HAKKINA RİAYET Kur’an’da Müslümanlar âdil olmaya çağrılır. Çünkü Allah âdil olanları sever. Adalet hem dünyada hem de ahirette bir denge unsurudur. İnsan, yaratı- lıştaki bu dengeye ve gerçekliğe göre hareket etmelidir. Böylece insanlar arası ilişkiler, meşru olmayan çıkar ya da haksız güç üzerine değil, doğruluk ve hak üzerine temellendirilir. Kur’an-ı Kerim’de Müslümanlar yetimlerin hakkı için “Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin...” (En’âm, 6/152) ayeti ile uyarılır. Ayette sürekli savaş halinde olan bir toplumda bulunan yetim kızların mallarına haksızlık yapılmasına karşı çıkılır. Onlar mallarına sahip oluncaya dek mallarının korunması istenir. Böylece mallarını çoğaltmanın dışında, yetimlerin mallarında bir tasarrufta bulunmak yasaklanır. Başka bir ayette “yetim kadınlar, çaresiz çocuklar ve yetimlerin” hakları ele alınır. (Nisâ, 4/127) Bu ayetin işaret ettiği haklar, küçük ve zayıf olanlara mirastan paylarına düşenin verilmesidir. Diyanet İşleri Başkanlığı
Reklam
67 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.