İslâm ve İnkılâp

1 üye
Takip
İNKILAPÇI RUH ve...
Hazret-i Muhammed (Aleyhissalâtü Vesselâm) "Yalnız Allah'a dayanmağa ve ibadet etmeye" toplulukları ve fertleri davet etti. İnsanın insanı tanrılaştırmak alışkanlığını çok iyi bildiği için, kendi isminin başına bir "harfi tarif" gibi "Allah'ın abd'ı ve Resûlü"** sözünü koydu ve koydurdu. O bu anlayışı ile gerçekten insanın haysiyetini kurtarmak istedi. Bu Peygambere hayran olmamak kabil mi? Hangi rejim ve hangi sistem bu espriyi anladı? Sermayedârı tanrılaştıran kapitalizmin de, cemiyeti tanrılaştıran komünizmin de, devleti tanrılaştıran faşizmin de, insanlara "kullarım" demek için can atan müstebitlerin de saltanatı Hazret-i Muhammed'in (Alayhissalâtü vesselâm) inkılâpçı ruhu karşısında çatırdamaya devam edecektir..
Sayfa 145 - 146 IV. Bölüm. ÜÇ PRENSİP, Toplulaşma-Farklılaşma-Fertleşme, Burak Yayınevi
Aklın bütün hak ve müesseselerini Garpdan öğrenip, tam hazmedip ve tam benimseyip, bunu kendi öz ruhumuzun emrine vermekten başka işimiz ve çaremiz yoktur! Hiçbir ahmak taklit, ezbere tatbik, deri üstü ısläh ve yamalı bohça inkılâbına inanmıyoruz! Dünün arslanı bugünün maymunu olmuştur! Dünün, dini yanlış anlıyan yobaziyle, bugünün körü körüne Garplılaşma ve maymunlaşma yobazı, aynı zamanda tasfiyesine memur olduğumuz gerilik ve aşağılık kutuplardır!
Sayfa 164·Kitabı okudu
Reklam
İnkılâp ve inkılâpçılık; hak ve mutlak din Peygamberinin mukaddes ayak izleriyle açılmış yolu bulmak demektir! Şu (damping) malları kadar ucuzlatılan inkılâp ve inkılâpçılik mefhumunun (radyum) derecesinde nadir cevheri de, bizdedir. Gül bahçesine dağdan boşanan öldürücü sel halindeki inkılâbı, kurak toprağa gökten serpilen diriltici yağmur şeklindeki inkılâbla kıyaslarsanız, katil bıçağı ve operatör neşteri arasındaki farkı ve inkılâbı, İslâm gözlüğünden görmüş olursunuz.
Sayfa 123·Kitabı okudu
İslam inkılabını, fikir planında, yalnız gerçek ve derin müslüman temsil edebilir.
Sayfa 180·Kitabı okudu
Türkiye Tarihi
298 syf.
·
Puan vermedi
Eğer bir kurgu okuyor olsaydım bile duyduğum üzüntüden kitabı bitirmem zaman alırdı... Tarihin belli bir dönemini delillerle, tane tane, kırışık bir kumaşı ütüler gibi yanlışları sile sile tam ortadan dosdoğru ilerliyor her bir sayfa... Okudukça kalbime çöken ağırlığını, ben henüz yokken dahi benden ve benden sonrakilerden çalınan geleceğimi, atalarımın dilini ve dinini neden ve nasıl bilemeyişimi, tarihimle kültürümle parçalarcasına koparılan özümü... Şuursuzca, yanlış amaçlarla bir milletin kaderini şirazesinden kaydırmak... Beynimin mengeneye sıkıştığını hissederek, kalbimin sıkışmışlık hissi ile boğuşarak okudum bu kitabı. Yıllarca İnkılap Tarihi adı altında yanlış ve yalan dolu hikayelerin, benden öncekilerden ve benden çaldıklarını okudukça hırslandım. Aklım almadı, ruhum bedenime sığmadı. Sonra ne mi oldu? Ağlaya ağlaya okudum bu kitabı, bitirdim, sanırım o da beni bitirdi. Yeniden başladığımda (Allah'ın izniyle) geçmişin hiç bir sıfatı beni yürüdüğüm yoldan alamayacak çeviremeyecek halde uyandım. Rabbim doğru yoldan (Sırat-i Müstakim'den) ayırmasın. Rabbim sözünden dönmeyecek, İslam galip gelecek. Adalet elbet tecelli edecek!
Reklam