Profil
Hazret-i
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
şöyle buyuruyor: Şems -kuddise sirruh- bana bir şey öğretti: «Dünyada bir tek Mü’min üşüyorsa, ısınma hakkına sahip değilsin!»
KURTARICI ÂYET...
- (Mazimin özeti, hâlimin ifâdesi, vuku bulacakların teşhisi... Kimin şefkâtini celbediyor ve ne türlü teselli ediliyoruz): - "Memnun olmalısın... Ben otuz yaşlarındayken geçirdiğim buhranda beni kurtarıcı âyet şu oldu... Dikkat et: "Allah hiçbir nefse taşıyacağından fazlasını yüklemez!"... Demek ki, o yükü taşıyabileceğin için veriyor, sevinmelisin!.."
Sayfa 33 - 1.Levha, -Ruhî Roman, Ruhun Romanı-, İBDA Reçetesi, İBDA YayınlarıKitabı okudu
Reklam
208.Biz hiçbir memleketi uyarıcıları olmadıkça helâk etmedik. 209. Bu bir hatırlatmadır. Biz zalim değiliz. Şu'arâ Suresi
Kur'anı Kerim ve Yüce Meali
Kur'anı Kerim ve Yüce Meali
FANATİK ile DÂVÂ ADAMI ARASINDAKİ FARK...
- "Aksiyonda savruk olanın fikirde disipline edilmesi imkânsızdır! Fanatik ile dâvâ adamı arasındaki fark, Fikir ve Aksiyonda gösterdiği olgunluktur. Gereken yerde gerekeni yapma şuuru kafana göre takıl demek değil bilakis iş yapabilmenin fikir, ruh ve ahlakına er demektir..."
Ercan Çifci
Ercan Çifci
(20 Şubat 2023)
Yüce Allah şöyle buyurdu: “Şüphesiz Allah günahları çok bağışlayan, kullarına yumuşaklıkla muamele eden, ceza vermekte acele davranmayandır.” (Âl-i İmran Sûresi, 155)
İMTİHÂN MI, CEZÂ MI?..
Hazret-i Ali'ye (kv) sorarlar: - "Başımıza gelen sıkıntılar imtihân mıdır, yoksa cezâ mı? Hazret-i Ali (kv) şöyle cevap verir: - "Allah'a yaklaştırıyorsa imtihândır, uzaklaştırıyorsa cezâdır..."
Reklam
Kendine nasihat eden, dersler çıkaran, nefsini ıslah etme­ye gayretli bir insanın, musibetlerle terbiye edilmesine ihtiyaç kalmamış olacaktır. Böyle biri için musibetler öğreticilik için, onu geliştirmek için gelebilir ama ıslah etme maksadıyla gel­mez.
Rabbimiz bizimle hep konuşur ama onunla aramızda dün­yevilik ve gaflet perdesi olduğu için onu gereği gibi işitemeyiz. Musibetler ve belalar bu kalın perdeyi yırtar ve bu mukad­des görüşmeyi yeniden başlatırlar.
Başımıza bir bela geldiğinde Rabbimizden yardım isteriz. Fakat asıl bela Rabbimizle irtibatımızın kopmuş olmasıdır.
HÂKİM ve MAHKÛM...
- "Hâkim, hakikatte meselenin aslına bağlıdır ve meselenin mahiyetine göre gerekli olan hükmü verir. Mahkûm ise, kendisine âit olan istidat ile hâkim üzerine hükmeder; tâ ki kendi hakkında bununla hükmetsin. Hâkim, kim olursa olsun hükmettiği hâdisede kendini mahkûm etmiş olur. Şu hâlde meseleyi incele ve anla ki "kader" sırrı ancak zuhurunun şiddetinden dolayı meçhul kaldı ve bir çokları tarafından ısrarla arandığı hâlde anlaşılamadı."
Sayfa 73 - 74, 3.Levha, -Tarih Görüşümüz-, İslâm ve İnsan, İBDA YayınlarıKitabı okudu
66 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.