Beni artık kimseler arayıp da bulmasın
Beyaz harmanilerin göklere açık sofrasında
Yıktığım saltanatın dizinde inlediğim
Aşkın en tabanında yattığım anlaşılmasın
Tozludur saçlarım, saçlarımdan
Devrilmiş sarayların dumanları savrulur
Yüzüm yanıktır
Yüreğime bir karanfil sokuludur
Ve partizanca darbelerin dünyaya ilen şavkı
Benim göğsüme göğsüme vurup durur.
Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum
Bahar da sürgülenir içime katranlar da
Hem koşarak yarattığım sevgiler vardır
Hem körlenmiş sevgilerin acısıyla koştururum.
Kendime dünyada bir
acı kök tadı seçtim
yakın yerde soluklanacak gölge bana yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Uzak nedir?
Kendinin bile ücrasında yaşayan benim için
gidecek yer ne kadar uzak olabilir?
...
sırtımda sağır kantarı gizli bilgilerin
mataramdaki suya tuz ekledim, azığım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim.
Bir hayatı, ısmarlama bir hayatı bırakıyorum
görenler üstünde iyi duruyor derdi her bakışta
...
burada bitti artık işim, ocağım yok
uzun yola çıkmaya hüküm giydim