Yıllar yığıldıkça , geride bir yığın süprüntü bıraktığımızı , zamanın hızlı sarılan bir film gibi üstümüzden geçip bizi harabeye çevirdiğini , ruhumuzun mum gibi eridiğini hissediyordum . Ama bunları kendime itiraf etmek istemiyordum . Bunlar kendine itiraf edilemeyen şeylerdi . Edilmesi halinde hayat katlanılmaz olur , insan bu altın varaklı ve küflü aynaya bakamazdı.
Oysa hayatımızın amacı buydu . Altın varak çerçeli aynaya bakmak ve oradan yansıyan suretini beğenmekti .
Eğer nasıl biri olduğumu bilseydiniz, şu anda beni selamlarken yüzünüzde gördüğüm o tatlı, dostane gülümseme kim bilir nasıl donup kalırdı dudaklarınızın kıyısında!
Eserimi
Her yıldızla her yıldız arası yollar ve yönler kadar çok ve dolaşık...
Dünya yolları ve yönlerinden...
Biricik ulaştırıcı yolu ve eriştirici yönü bana gösteren...
Otuz yaşımdan sonraki hayatıma temel atan...
"Altın Halka"nın asrımızdaki büyük kutbu...
Efendim, irşâd edicim, can kurtarıcım...