Keşke..
Bazı şeyleri unutmak mümkün değildir. Ama hatırlamamaya çalışmak.. işte bu hayatta erken kazanılması gereken iyi bir meziyettir.
Gerçekleri hep çok iyi saklarız - kimse merak etmesin. Sırlarımızı ise ele vermeyi işte bu yüzden göze alabiliriz.
Yine de itiraf etmek için seçilen sırlar, büyük bir aşkın küçük afrodizyaklarıdır. Midede tutulan küçük yalanlar ise zehirleri.
Üstelik her kendini suçlu hissedenin aynı zamanda pişman olması gerekmez. İyi işlenmiş bir günah suçluluk getirir ama pişmanlık asla.
Bu abimiz yürek yemiş :))
Gerçekten aşık olamayanlar ve hiçbir zaman olamayacaklar aşkın tüm sorumluluğunu sadakat sanırlar. Ne büyük yanılgı! Aşkta oysa bir tek sorumluluk vardır.
Aşk.
Sadakat, saygı, ihanet, iffet... bütün bunlar o sorumluluğun biraz daha sürdürülmesine yarayan oyunlardır.
Erkeklerin çoğu gibi, benim de kafam hayli karışıktı. Kızlar, hiç olmazsa ne istediklerini biliyorlardı. Ben ne istediğimi de bilmiyordum. Tüm bu ödünç aşk sahneleri, videoklip kareleri, gösterişli jestler, karşı tarafın üzerindeki gücünü sınamaya yönelik ileri-geri hamleler bana göre değildi. Gözlerime derin derin bakan, her hareketime binlerce mana yükleyen, kendilerinin her hareketine de binlerce mana yüklenmesini isteyen, her buluşmada bana en az on kere "Şu an ne düşünüyorsun?" diye soran, işler sarpa sardığında benim için saçlarını yüzlerine döke döke ağlayan, yeterince görüldüğünden emin olduktan sonra gözyaşlarını saklıyormuş gibi yapan, ben kaçtıkça sessiz telefonlar açan ya da şarkılar dinleten, imalı haberler, sitemli mektuplar gönderen, yetmeyince kapıma yaldızlı kartonlar, yazılı balonlar bırakan, türlü çeşitli jestlerle gönlümü çelmeye çalışan kızlar bana bir şey söylemiyordu; tüm bu sonu üzüntüyle biten sahnelerin bana fazladan zevk veren şeyler olduğunu söyleyemeyeceğim; ben, yalnızca geç keşfedilmiş bir gücün sarhoşluğunu yaşıyor ve sahiden ne yapacağımı bilmiyordum.
İdeal ilişki, olması gereken bu.
"Her iki insanın da yaşamını sürdürmesi için bu ilişkiye muhtaç olmadığı zaman kurulandır."
Irvin D. Yalom
Oluyor mu öyle?
Evlilikleri ve ilişkileri süresince Diego’nun kendisini sevdiğini bilmektedir ancak bir sorun vardır: Diego, başka kadınlara olan ilgisini de sürdürmektedir.
Sayfa 16
KADIN Biliyor musun? İyi ki ayrıldık. Birbirimizden ayrılmamız bizi sağlıklı arayışlara itti.
ERKEK Evet evet . . . Ne yalan söyleyeyim senden ayrılınca, birçok konuyu tekrar baştan düşünmek zorunda kaldım. Örneğin, benimle ilgili yaptığın eleştirilere bile hak vermeye başladım.
Mutluluğu görmeyen kör gözler hissetmeyen aptallar
Mutluluğun hazzını farklı zevkler ile anlamlandıran mutluluk yoksulları iki bacak arasını mutluluk olarak görmek en büyük acizliktir.
Sen bir soru değilsin artık.
Soruların en büyüğü mü hayır.
Sen artık bir soru bile değilsin.
Bambaşka sorulara verilmiş alelade bir cevapsın sen.
Onun bunun bahanesisin.
Onları elde etmek için özel olarak bir şey yapmıyordum, ama tanıştığım her kız, "Bu benim olsun!" diye yaklaşıyordu bana. "Yalnızca benim olsun. Benim olduğunu herkes görsün!" Oysa ben kimsenin olmak istemiyordum. Ben bile daha yeni kendimin olmuştum. Kızlar da, erkeklerin çoğu gibi sahip olmak arzusuyla, sevmeyi birbirine karıştırıyorlardı bana kalırsa.
