Mehmet emen
Yalnızlık Korkusu
İçinde ne korkusu ne bilinci ne acısı ne de duyguları kalmıştı. İçinde anlatılmaz bir çaresizlik hissediyordu ne intikam hırsı vardı ne de öfkesi, hissettiği tek şey çaresizlik, ifade edilemez çaresizlik; sanki gözyaşlarıyla birlikte vücudundaki bütün kanı da akıp gitmiş ve kendi ağırlığından yıkılmış vücudu cansız bir şekilde yatıyordu orda ....
Halk kitabeviKitabı okudu
Kadının sadâkati, özünde duygularını ifade etmekle sınırlıdır ve eğer daha fazlasını yaparsa, bu kadının karakteristiği dışına çık­maktır.
Sayfa 738 - anka
Reklam
Kadın hiçbir şeyi aydınlatmaz. Dişil teslimiyetin hizmetindeki üstün bir eril entelektüellik - işte gerçek dini budur.
Sayfa 738 - anka
Belli bir açıdan kadın mizacı itibariyle, otantik dini hizmete da­ha uygundur. Zira kadının mizacı kendisini tamamen vermektir.
Sayfa 738 - anka
Bir kadın her şeyi ile bir bütün olmalıdır. Saçlarıyla,güzel bakan gözleriyle, bakımlı yüzüyle ,özenli giyimiyle ,kokusuyla kadınsı varlığıyla... Kadın kadın olduğunun farkında olmalı ve bunu hissettirmelidir.
Sayfa 280 - Destek YayınlarıKitabı okuyor
İkinci gün, 7. Sahne
Tanrı en büyük özeni erkeği yaratırken gösterdi diye yazar kitaplar, çünkü erkek başlı başına bir dünyaymış. Anlatılan kadın olmalı bana kalırsa, çünkü kadın aydınlık bir gökyüzü; gökyüzünün yeryüzüne üstün olması gibi, kadın da erkekten daha güzel.
Sayfa 84 - epub
Reklam
En tutsak kadın bile vahşi benliğinin yerini savunur, çünkü sezgisel olarak bilir ki, bir gün bir mazgal deliği, bir çıkış, bir fırsat bulduğunda tabana kuvvet kaçmak için ondan güç alacaktır.
Sayfa 23
Kafamın üstüne konan kral kelebekleri, gece takılarım olan ateşböcekleri ve bileziklerim olan zümrüt yeşili kurbağalar sayesinde, süslenmenin kutsal sanatını öğrendim.
Sayfa 17
Sanki yaşamdaki tek gayesi bir bebek sahibi olmaktı ve bebek olunca artık bana ihtiyacı kalmadı.
Sayfa 6 - KoridorKitabı okuyor
On yedi yaşındayken bir gün, Ankara Samanpazarından Kaleye çıkıyorum. Sağda, solda dükkanlar vardır. Yol Arnavut kaldırımı; daracık. Yolumun tam tersinde, yukarıda yokuş aşağı yerde adamın biri bir kadını alabildiğine döğüyor. Kadın yere yıkıldı. Ben de çocukluğumdan beri -herhalde evde aldığımız terbiye gereği-, kadına ve hayvana karşı büyiik
Reklam
Kadından başka bir şey olmalarına izin verilmeyen bu kentte onlar da sonuna kadar kadın olmuşlardır.
Sayfa 130Kitabı okudu
Koca, kadının efendisiydi
Ha babanın seçtiği, ha yazgının gönderdiği koca olmuş. Evlendi mi, fark kalmazdı. Koca, kadının efendisiydi; hükmeder ve itaat beklerdi. Erkek için bütün haklar; kadın için bütün ödevler ve saygı borcu. Aile namusunun ve koca adının bekçisi; evinin ve çocuklarının bakıcısı.
Sayfa 282Kitabı okudu
Bir kadının ağzından çıkan kuru bir "Peki, olur, tamam." sözü her zaman tehlikelidir. Bu Bükçe'de "Şimdi tamam diyorum ama acısını daha sonra çıkaracağım." demektir. Sana en kısa zamanda muhakkak bir ceza keser. Fakat "peki"nin yanında "Peki canım, olur hayatım!" gibi bir hoşluk ekliyorsa korkmaya gerek yok.
- Peki, sence kadınlar neden bizimle aynı dili konuşmuyorlar, söyleyeceklerini direkt söylemiyorlar? - Bence birkaç sebebi var: Birincisi, duygusal oldukları için, "Hayır!" cevabı alıp kırılmaktan korktuklarından dolayı, sözlerini de dolaylı söylüyorlar. İkincisi, kadınlar dünyaya annelikle donanımlı olarak gönderildikleri için onların iletişim yetenekleri çok güçlü. - Bu sahada biz erkeklerden 1 - 0 ōndeler yani? - Ne bir sıfırı oğlum, en az on sıfır öndeler. Düşünsene, henüz konuşmayan, küçük bir çocuğun bile yüz ifadesinden ne demek istediğini hemen anlıyorlar. İşin kötüsü, kendileri leb demeden leblebiyi anladıkları için biz erkekleri de kendileri gibi zannediyorlar. Onun için, leb, deyip bekliyorlar. Hatta bazen, leb, demek zorunda kaldıkları için bile kızarlar. "Niye, leb, demek zorunda kalıyorum da o düşünmüyor?" diye canları sıkılır.
Resim