Evli erkeklerin korkulu rüyası "mor cepken." Mor cepken, kadınların çeyizine konurmuş eskiden. Çeyiz sandığının en altına konur ve evlenen kadının onu hiç giymemesi temenni edilirmiş. Çünkü; kadının o mor cepkeni giyip, evin damına, bacasına, köy meydanına, herkesin görebileceği bir yere çıkması, "Kocamı sevmiyorum, kocam bana
Neden erkek ve kadın olarak yaratıldığımız ve birbirimize gerçekten ihtiyacımız olduğunu, birbirimizi sevmek ve saygı duymakla da bu dünyanın çok güzel olacağını anlamakta zorluk çekeriz ki?...
İnsan iki kez doğabilir mi?
ömrünü, bedenini, benliğini avucuna alan tüm güçleri aşıp kendine bir beden, bir benlik yaratabilir mi? bu bedenin, bu benliğin de ötesine geçebilir mi?"
İşte kitap tam olarak bunu anlatıyor. kendini var etme savaşını ve kendinden çok toplum ile olan savaşını. doğumu, yaşamı ve ölümü...kitapta anlatılan sevgisizlik, şiddet, cinsiyet ayrımcılığı ve olayların yakın coğrafyada meydana gelmesi...
"Erkekler kadının değerini bilemez firdevs, kendi değerini belirleyen kadındır."
Firdevs küçük yaşta ailesini kaybettikten sonra açlık ve tecavüzle tanışır, sonunda bir fahişe olarak yaşamaya devam eder, olaylar geliştikçe kıskaca girer ve kendisini sonunda bir cezaevinde idam mahkûmu olarak bulur. Çaresiz, umutsuz, ölümle yaşam arasında bir noktada.
Zevkli bir kadına rastlarsanız zevkiniz, bilgili bir kadına rastlarsanız bilginiz, zeki bir kadına rastlarsanız zekanız gelişir. Hayat kat kattır. Babil'in asma bahçeleri gibi teraslar halinde yükselir ve bir terastan bir terasa sizi kadınlar götürür. Ve bugün, durduğunuz teras, seyrettiğiniz manzara gördüğünüz ve yaşadığınız hayat; yanınızdaki kadının terasi, manzarası ve hayatıdır. Hayat, seçtiğiniz kadındır.