Kendimi seçmenin artık bir şeyleri dışlamak anlamına gelmediğini, aksine kendim haricindeki her şeyi de daha doğru anlamak, onlarla empati kurabilmek, daha güçlü hissedebilmek demek olduğunu biliyorum. Kendime verdigim sevgi büyüyüp etrafımdaki her şeyi de yavaş yavaş sararken dönüştüğüm bu insanı sessizce izliyorum şimdi: Bir yabancıyı izler gibi değil; gurur duyduğum, her adımını merakla beklediğim, beni heyecanlandıran birini izler gibi.