Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Profil
. . "Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık" eylemleri yapılıyor ama ülke daha fazla kararıyordu.. .
Sayfa 22 - 28 ŞubatKitabı okudu
. . Belki de, dediğim gibi, ben neredeysem orası büyülüydü. . .
Reklam
. . Sıradan insanların olağanüstü hikayeleri olur. . .
Sayfa 22 - Emre Alettin Keskin / Kuşkaşspor OleyKitabı okudu
Nizar Kabbani ünlü şiiri Kudüs'te bundan duyduğu acıyı dile getirirken, bir olanak olarak da limondan ve yoldaşlarından dem vurur: "Ey Kudüs ey kentim/Ey Kudüs ey sevgilim/Yarın çiçek açacak limon ağaçları/Açılıyor yeşil sümbüller zeytinler Gülüyor gözler..."
Sayfa 20 - HAYDAR ERGÜLEN / LİMON -PIRASAKitabı okudu
. Geri dönmen imkansız. Eskisi gibi olmayacaksın.İki dunya arasında bir yerlerde dolaştığını hayal ediyorum. Gidemiyorsun, dönemiyorsun. Belki de geri gelmek istemiyorsun. .
Sayfa 17 - Çiğdem Demirhan /Kulak TıkacıKitabı okudu
14 Şubat öncesi yapma..:D
Gemiye son dakikada yetişmek de, güvertedeki onca insan arasından birine âşık olmak da, türlü engellere rağmen sulara gömülmeyi göze almak da tesadüfleri nasıl yönettiğinizle alakalıdır. Neticede aşk irrasyoneldir. Aşıklar da öyle. Hayatınızın bir anında, "Sen atlarsan ben de atlarım!" cümlesini duyabilmeniz dileğiyle...
Reklam
Zaten filmin girişinde Rose, "Titanic herkes için hayallerin gemisiydi. Benim içinse, beni zincirlere vurup Amerika'ya götüren bir köle gemisiydi," der.
Peki Titanic'i bu denli büyük, bu denli etkileyici yapan şey nedir?
Filme baktığımızda karşımıza ilk çıkan şeyin sınıflar arası ilişkiler olduğunu görürüz. Gemide burjuvalar, orta sınıf ve yoksullar farklı katmanlarda, farklı ayrıcalıklarla yolculuk ederler. Tıpkı hayatın kendisi gibi. Her sınıfın kendi adetleri, kendi yaşam kültürü vardır. Zenginlerin dünyasına baktığımızda büyük bir tutuculuk ve çeşitli kurallar silsilesiyle karşılaşırız. Zevk almak için değil, görev icabı sürdürülen alışkanlıklar, yemekten daha önemli hale gelen sofra ritüeleri ve zarif göstermekten ziyade sahibine işkence çektiren kıyafetler gibi nice detay söz konusudur.
Film 14 dalda Oscar'a aday gösterildi ve bunların 11'ini kazanarak 1950 yapını All About Eve'in rekorunu kırdı. Elbette aldığı ödüller bununla sınırlı değildi. Titanic dünya çapında yüze yakın ödülün sahibi oldu Ticari olarak da daha önce eşi benzeri görülmemiş bir başarı yakaladı ve 2 milyar doları aşan bir hasılat elde etti. (Dünya tarihinde hasilatı 2 milyar doları aşan ilk beş filmin üçünün senaristi ve yönetmeni Cameron'dır. Avatar birinci, Avatar: The Way of Water üçüncü, Titanic dördüncüdür.)
Boşuna efsane film olmamış.Set ekibini bile zehirlemeye çalışmışlar.
Ancak bazı sorunlar motivasyonla çözülecek düzeyde değildi. Bunların en dikkat çekeni set yemeğine karıştırılan fensiklidin adlı uyarıcıydı. Yaklaşık 80 kişinin hastaneye kaldırılmasına sebep olan bu "saldırıya" dair Cameron şüphelendiği biri olduğunu söylese de o kişinin kimliğini asla açıklamadı. Tabii oyuncuların hastalanmasının tek sebebi bu tip saldırılar değildi. 3 saat 15 dakikalık filmin yaklaşık 100. dakikasında geminin buz dağına çarptığını düşünürseniz, kalan 95 dakikanın su içinde geçtiğini görürsünüz. Yani oyuncular setin hiç de azımsanamayacak bir kısmında saatlerce suyun içinde kalmışlardı. Soğuğa dayanamayanların başındaysa Winslet geliyordu. Hatta Winslet bu yüzden zatürreye bile yakalandı ve bir ha Cameronla çalışmamaya yemin etti. Bir röportajında devamlı suya işediklerini söyledi. Bir başkasında ise şöyle dedi: "Öyle günler oluyordu ki, "Aman Tanrım, regl oldum, bugün o buz gibi soğuk suya giriyordum, Bir düşünün; yedi ay, yedi regl dönemi. Bir gün ayağa kalkıp herkese, 'Dinleyin eğer set aniden Jaws filmine dönerse, bu benim hatam olabilir, dediğimi hatırlıyorum."
38 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.