Biz büyürken balığın adı Küçük Kara Balık'tı. Büyük denizi merak ettiği için elinde bıçağıyla, tek tabanca denize açılıyordu. Zalimle karşılaşınca -Küçük Kara Balık pelikanın kesesinde bir sürü küçük balıkla birlikte mideye indirilmek üzere beklemektedir- çareyi dayanışmada buluyordu. Kesedeki balıkları örgütlüyor ve hep birlikte pelikana direniyor, nihayet özgür kalıyorlardı. Çünkü kitabın yazarı Samed Behrengi böyle bir hayata inanıyordu. Eşitlik, özgürlük, adalet ve dayanışma istediği için İran Şah'ı tarafından nehirde boğdurulmuştu. Bizler Küçük Kara Balık'ı okurken kitabın başında bu "gerçeği" de görüyorduk. İnsanın direnirse başına neler gelebileceğini...
Yeğenlerim 7,5 ve 5,5 yaşında. Onlar büyürken balığın adı Nemo oldu, "Kayıp Balık Nemo". Hollywood öyle güzel bir dünya ki küçük balığa pelikan yardım ediyordu. Kurtuluş ise ancak şansınızın yaver gitmesine bağlıydı. Ve evet ha ha ha her şey hep komikti. Küçük Kara Balık'ın tersine Kayıp Balık Nemo'un yaratıcıları para ve güç sahipleri tarafından bir nehirde boğdurulmadılar, bunun yerine milyon dolarlara boğuldular. Hikayenin pelikanla ilgili kısmında bir yamukluk olduğunun en büyük kanıtı buydu zaten.