Her zaman kapıldığım bu dayanilmaz kederi ifade etmekte "sıkıntı" kelimesi elbette çok zayıf kalıyor; o keder birdenbire çöker üstümüze; içinde bulunduğunuz ana bağlıdır, bir an her şey yüzünüze gülerken, siz her şeye gülerken birden ruhun derinliğinden kapkara bir duman yükselir ve arzuyla ölüm arasına girer; soluk kurşuni bir perde oluşturur, bizi dünyanın geri kalanından ayırır, artık o dünyanın sıcaklığı, aşkı, rengi, ahengi bize ancak soyut bir aktarım halinde kırılarak ulaşır: Sadece bakarsınız, artık heyecan duymazsınız; ve ruhu yalıtan o perdeyi yırtmak için gösterilen nafile çaba insanı her türlü suça, cinayete ya da intihara, delilige sürükleyebilir...
Sen soğukta ısıtmayan bir örtüsün! Sen fırtınaya engel olmayan bir kapı, üstüne örtüleni altında ezen bir fil derisi, içindeki kahramanların üstüne çöken bir saraysın!
Ben kitabın en başkarından düşünüyordum ki annesin kurtarmak için Julien öldürmüş o minibüsdeki cesedi amma artq eminim ki karısını kurtarmak için Dr.Nord yapmış Kevin onu telefonla çekmiş tehdit etmiş ve belke indi o kevini de öldürmüş Doronu da deli olduğuna inandırmaya çalışıyor
Bakalım sonda ne olacak