Sakın " Benim Namazım nerede, gerçek namaz nerede?" deyip de namazımızı küçük görmeyelim. O tıpkı ağaç olmaya müsait, bir hurma çekirdeği gibidir. Okuyarak, anlayarak, dinleyerek, çalışarak, Hakk'ın huzurunda olduğumuzu düşünerek gerçek namaza biz de zamanla muvaffak olabiliriz. " Olamıyorum" diyerek sakın ümitsizliğe düşmeyelim. Bir çekirdek olarak kalsak da sakın namazı terk etmeye kalkışmayalım. Çünkü hurma çekirdeği hurma ağacı değildir ama, adı üstünde yine hurma çekirdeğidir. Bizim namazımız da İbni Mesûd'un namazı gibi değil ise de , adı üstünde yine namazdır.
Kitap güzel başlıyor, güzel ilerleyecekmiş gibi hevesleniyorsunuz ama ilerlemiyor. Her çevirdiğiniz sayfada aynı şeyler.. konular sayfa sayısı kadar akıcı değil maalesef. Defalarca devam etmeye çalıştım ama yapamadım. Bırakıyorum.
Üstad Bediüzzaman diyor ki: Senin ve benim gibi bir âminin namazı, hissetmesek dahi büyük bir velinin namazı gibi, namazın hakikatinden hissesi vardır. Namazın hakikatinden ve nurundan, herkesin derecesine göre pay verilir. Nasıl ki, bir hurma çekirdeğinden, tâ mükemmel hurma ağacına kadar birçok mertebeler bulunur. İşte kılınan namazlarda da öyle mertebeler vardır. Herkes ayrı bir mertebededir. Fakat her mertebede namazın nuranî hakikatinin esası , özü bulunur. Onun için " Benim Namazım nerede, gerçek namaz nerede ?" diyerek vesveseye düşülmemeli ve ümitsizliğe yer verilmemelidir.