Zaten, bir felakete sessizlik ve soğukkanlılıkla tahammül edenlerin manzarası, o felaket için ağlayıp çırpınanların manzarasından çok daha korkunç ve ezicidir. Kuru ve sabit gözlerin arkasında nasıl bir ateşin yandığı; yavaşça kalkıp inen göğsün içinde nelerin kaynadığı bilinmediği için, insan mütemadi bir ürkeklik ve tereddüt içinde üzülür.
ben miktarınca konuşurum
sen miktarınca anlarsın
oda miktarınca yorumlar
söz ne benim dediğimden ibarettir
ne de senin anladığından
ne de onun yorumladığından
suyumuz kabımız kadardır.