l

Latin Amerika Edebiyatı

0 member
Dün, sen her zamanki gibi bir gün yaşadın: Anımsamaya değer mi bilmiyorsun. Yatak odasının yarı karanlığında öylece yatarken, ne olduğunu değil, ne olacağını anımsamayı yeğliyorsun. Gözlerin, kendi yarı karanlığında geriye değil, ileriye bakmaktan yana, çünkü geçmişi nasıl önceden görebileceklerini bilemiyorlar.
Kimseye zarar verme, ne gönüllü olarak ne de başkasının buyruğuyla.
Reklam
Beni küçük görüyorsunuz; deli olduğumu sanıyorsunuz. Siz zamanı ölçmeyi biliyorsunuz. Oysa, ben bilmiyorum. Önce değişmediğimi hissettiğimden, sonra değiştiğimi hissettiğimden. Fakat ne olursa olsun, zamanı sonsuza dek yitirdim önce ile sonra arasında. Yalnızca hiçbir şey hatırlamayanlar ve hiçbir şeyi hayal etmeyi bilmeyenler zamanı ölçebilir. Önce ve sonra diyorum ama daima önce ve sonra olan çünkü sonsuz olan; mükemmel bir birlikte, aşıkane bir birlikte sonsuz olan eşsiz bir andan bahsediyorum
Dudaklarının arasından bir dua mırıldandı. Bu duada Tanrıya bir soru sordu; eğer Tanrı ve onun kulu Senyor, bir geyiğin kovalanıp avlanmasında zevk alınacak bir şey buluyorlarsa, kulun isteksizce de olsa Yara-tıcı'sının şanı için bu zevki reddetmesi yeterli olacak mıydı?
Başka zamanlarda şehrin keyifli yönlerinden biri de bu köprü üzerinde yürüyerek, dünyanın tüm dilerinde yazılmış teşekkür sözcüklerini okumak, madeni para şıngırtısını duymak, hava kararırken gençlerin söylediği aşk ve isyan şarkilanna eşlik eden gitarlan dinlemekti.
Herkes teselliye muhtaçtır. Sokaktaki başıboş köpek bile kendisine yuva verip yıkayacak, kol kanat gerecek bir sahip arar. İnsan, başkasının hayırseverliğine muhtaç olunca başını sokacak bir yuvayla bir lokma yemek de kıymete biner. Kafesteki kuş verilen yem için minnettardır ama özgürce uçmak ister; kaçıp gidince de yemini özler...
Reklam
148 öğeden 161 ile 148 arasındakiler gösteriliyor.