m
Macera
3 memberOğlan kılığına giren iki kız. Buna neden başvuruldu gelin de okuyun bakalım :) Çok güzel bir sonla biten bir kitaptı. Yazar son kısımlarını cidden çok güzel bir şekilde yazmıştı. Tamamiyle iyilerin kazandığı bir romandı. Karakterlerin hepsini teker teker çokca sevdirdi yazar. Kitap samantha kısacası Sammy 'in yorkshire vurmasıyla başlıyordu. Bu yaşanan şeyin öncesine bizi götürüp olayı başından anlatıyordu. Dili çok iyiydi. Çok fazla sıkmıyordu. Sammy suçundan dolayı kaçarken edindiği arkadaşlıklarla kendine bir çok şey kattı. Kitabın içinde aşkta vardı bu arada. Azcık üzerinde durulmuştu ama çok güzel işlenmişti. Yani kitap değişik bir kitaptı biraz. Yazarla tanışma kitabımdı ayriyeten. Bir çok kitabını da okumayı düşündürttü bana böylece. Benim kalbimi fethetti direk. Bence tanışılması gereken bir yazar kendisi. Ertelemeyin...
Malamander, üç kitaptan oluşan Tuhaf Deniz Kasabası serisinin ilk kitabı. Kitapta her şeyden biraz vardı dersek yanlış demiş olmayız sanırım. Fantastik, macera, gizem, polisiye, dostluk, fedakârlık, efsaneler... Kitapta olay örgüsü harika bir şekilde işlenmişti, size macerayı yaşatıyordu. İçerik olarak çok zengin bir kitaptı. Sonu havada bitmedi. Macera tamamlandı. Kitabın eksik bir yanı yoktu. Harikaydı! Diğer kitaplarını okumak için sabırsızlanıyorum.
Konusundan biraz söz edecek olursak;
Tuhaf Deniz Kasabası'nda yüzyıllardır konuşulan bir efsaneye göre denizde yaşayan, adına Malamander dedikleri balık adama benzeyen bir canavar vardır. Malamander, ölen eşi için her sene yumurtluyor. Bu yumurtaya sahip olan insanın dilekleri gerçek oluyor. Ama henüz o yumurtaya sahip olan olmamıştır. 12 yıl önce sahilde kaybolan çiftin kızları Violet Parma, yıllar sonra Tuhaf Deniz Kasabasına gelir ve Büyük Nautilus Oteli'nde kayıp eşya sorumlusu olarak çalışan Herbert Limon'dan ailesini bulması için yardımcı olmasını ister ve macera böylelikle başlamış olur.
Yayınevi SAHİPSİZLER i duyururken "Malamender serisini okuyanlar için" demişti. SAHİPSİZLER bu kadar fantasik, maceralı ise Malemender'ı tahmin bile edemiyorum.
Bir ara Edda'nın Milou'nun annesi falan olduğunu düşündüm ve ayrıca tek kitap olmayı hak etmiyor. Egg'in ailesi, Milou'nun babası ile yüzleşmesi, annesinin nasıl biri olduğunu vb gibi devam edebilir bence.
Speelman'de nasıl bir psikopatlığın içine düştüm diye yakınmamışsa ajhsadksjdsakjsd
Müdire hanım'ın ilk sayfalarda çok dinç olduğunu biliyordum ve bir anda ortaya çıkınca oha buna ne olmuş dedim. Kadın pat diye ortaya çıktı şok oldum.
Ama sahipsizleri okurken sanki yaşanan olaylar gözümün önüne geldi. Hana'nın betimlemesi çok iyiydi.
Üç kısa hikayeden oluşan sürükleyici bir kitap.
İlk hikaye "Ateş Yakmak(1908)"
İkinci hikaye "Ateş Yakmak(1902)"
Üçüncü hikaye "Yaşama Azmi"
İlk iki hikaye isimleri aynı olsa da olay örgüleri bakımından birbirlerinden farklılık gösteriyor.
Hikayelerin konularına gelecek olursak, kahramanların vahşi ve soğuk doğada hayatta kalma mücadelelerini anlatıyor.Hayatta kalma iç güdüsü bir insanın sınırlarını ne kadar zorlayabilir bu kitapta bunu görüyoruz.
Her ne kadar sıcacık yatağımın içinde okusam da yazarın verdiği detaylar o kadar güzel ki anlatış tarzı o kadar akıcı ki soğuku iliklerime kadar hissettirmeyi başardı. Okuduğum süre zarfında bambaşka bir dünyaya gittim. Kahramanlara beraber ölümün o soğuk nefesini her an ensemde hissettim.Kahramanlarla beraber strese girdim.Özellikle ilk iki hikayede ateş yakmak için verdikleri çaba yok mu... Bu arada söylemeyi unuttum;hikayelerin adından da anlaşılacağı üzere ateş yakmak, hayatta kalmak için ilk kuralımız...
Neyse fazla uzatmayayım.Şayet hayatın sıkıcı maratonluğundan sıkıldıysanız, biraz heyecan ve gerilim arıyorsanız doğru kitaptasınız.
Okuyacak dostlarıma keyifli okumalar dilerim.
Eh işte...
1. Kitaptaki beklentimi pek karşıladığını söyleyemem. Zeynep bu kitapta bayağı aptal davranmış. Mert Zeynep’e aşık mı değil mi belirsiz. -_- (yani kardeşimsin diyor ama öpüyor, nasıl bir saçmalıksa) Onur’a bir şey diyemiyorum, hala kendisini acındırmaya çalışıyor. Oğlum olaylar bitti sen hala neyin kafasını yaşıyorsun!? Onun haricinde Onur’un babasının ortaya çıkması, Ender’in herşeyi hatırlaması vs. acayip iyiydi! Onur’un annesinin neler yaptığını da öğrenmiş oldum. Kitaba 5 üzerinden 2 puan veririm çünkü (bence) o kadarını hak ediyor :)
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi — İkinci PerdeBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201733 okunma
Huckleberry Finn’in Maceraları
Genelde bir klasik bir de normal düzende öykü vs tarzı bir kitap okumayı seviyorum bazen klasikler gerçekten uzun sürüyor ve sıkılıyorum ne yalan söyleyeyim bu kitabı kütüphanemde okuyacaklarım arasına koymuştum sonra adından mıdır bir de macera kitabı okuyayım dedim ve başladım ilk defa kısa zamanda bitirdiğim güzel bir eser oldu
.
.
.
Babasından sürekli şiddet gören ve özgürlüğüne kavuşmak için dahiyane bir plan yaparak evinden kaçan huck ve Jim’in maceralarını anlatıyor. Sonlarına doğru sıkıldığımı ne gerek vardı bu kadar şey yaşamaya dediğimi de bilin isterim ama genel hatlarıyla okurken gözümün önünde canlandırdığımı açlıklarını, ıssız adalarını, kanoda yaşadıklarını özgürlük ruhunu an ve an yaşadığımı söylemek isterim.
.
.
ırkçılığa ince ince atıfta bulunduğunda doğrudur. içinden örnek bir diyaloğu bırakıyorum:
"-kimseye bir şey oldu mu peki?
-hayır, bayan. bir zenci öldü sadece.
-iyi bari, şansınız varmış; çünkü bazen gerçekten insanların da zarar gördüğü oluyor."
