Sudûrcu düşünürler, her ne kadar Aristotelesçi fiziği tevarüs etseler de "birden ancak bir çıkar" ilkesiyle bütün mevcutları, tek bir ilkeye dayandırdılar ve bütün varlığın kademeli bir şekilde Bir'den türediğini iddia ettiler. Aristoteles'in teorisinde bir-birinden kopuk görünen nefsler ve akılları, Bir'e bağlayarak organik bir bütünlük oluşturdular ve Bir'in tamlığın ötesinde oluşunun, kendisini bilmesinin veya cömertliğinin zorunlu sonucu olarak vazettiler. Böylece açıklama, Aristoteles'teki tümevarımsal karakterinden kurtarılıp tümdengelimsel bir karaktere büründü.
Dedi ki: (177)
(Mantık ve bilgi teorisi, eskiden beri düşüncenin ideal şekillerine "kategori" demektedir. Kategoriler, varlığa mı yoksa düşünceye mi âittirler?)
Sayfa 60 - I. Levha, -Düşünce ve Metod-, İBDA Yayınları.·Kitabı okuyor
MS 5. yüzyılda b filozof Proklos bir elementi "alfabenin bir harfi" diye tabir etti; nasıl ki harflerin birleşimleri sözcükleri oluşturuyordu, aksiyomların (doğruluğu tartışılmayan ifadelerin) birleşimleri de aynı şekilde önermeleri oluşturuyordu.
Dedi ki: (100)
(Mantıken doğru olan bir şey, pratikte yanlış olabilir!Aristo'nun ve Saint Thomas'ın kozmolojisi tamamen yanlış değil midir? Rieman'ın geometrisi de lojik bakımdan Euclide'inkinden aşağı kalmaz, fakat bu geometri dünyamıza uymuyor...)
Sayfa 45 - I. Levha, -Düşünce ve Metod-, İBDA Yayınları.·Kitabı okuyor