Profil
Bu kitabın geri kalanında hedefim, televizyon epistemolojisini tekrar görünür kılmak. Somut örneklerle televizyonun bilme şeklinin, tipografinin bilme şekline ödünsüz derecede düşman olduğunu; televizyondaki söyleşilerin uyumsuzluğu ve önemsizliği teşvik ettiğini; "ciddi televizyon" ifadesinin kavram kargaşası olduğunu ve televizyonun yalnızca tek bir kalıcı sesle yani eğlencenin sesiyle konuştuğunu göstermeye çalışacağım.
Televizyon bizim için iletişim ortamımızı, hiçbir başka ortamın sahip olmadığı bir güçle düzenlemektedir.
Reklam
Fotoğraf bu sınırsız çeşitliliğin tikel unsurlarını belgeler ve göklere çıkarır. Dil onları anlaşılır kılar.
Sözcüklerin ve cümlelerin aksine, fotoğraf bize dünya hakkında, imgeleri fikirlere dönüştürmek için dilin kendisinden yararlandığımız durumlar haricinde hiçbir fikir veya kavram sunmaz.
Telgraf için zeka çok şey hakkında bilgi sahibi olmak demekti, onların neler olduğunu bilmek değil.
Telgraf ayrıca kamusal söylemi esasen tutarsız hale getirdi.
Reklam
Matbaanın hakim olduğu bir kültürde, kamusal söylem olgular ve fikirlerin tutarlı ve düzenli bir yapılanmasıyla nitelenme eğiliminde olur.
Yorgun Halk Kitleleri
Günümüzde radyo, sinema, televizyon gibi kitle iletişim araçlarının, iktidarın tekelinde bulunduğu yerlerde, sahte idoller yaratmak ve en alçak şekilde kitleleri yanıltmak için nasıl kullanılabileceğine şahitlik ediyoruz. Halkı yönetmek için artık kaba güç kullanmaya gerek kalmadı. Artık bunu "yasal yollarla", halk iradesine ket vurarak mitinglerle, ucuz ve basit eğlencelerle, insanlar ve olaylar hakkında kendi hükümlerini vermek için gerekli düşünme zamanı ellerinden alınan, yorgun halk kitlelerine hazır "gerçekler" servis edilerek gerçekleştirmek mümkündür.
Teknolojinin, konuşmayı kelimelerden ziyade görüntülerle aktarılır hale getirmesi, anlamın yükünü sözden ayırıp görüntüye nakletmesi, algılama ve kavrama tarzında negatif bir devrimdir.
Medya, sosyal ilişkileri bozuk insanların çoğalması için çalışır; bu sayede korkaklaşan, tedirginleşen kitlenin uysal, itaatkar, mıymıntı, pısırık, budala ve nevrotik yaratıklar haline gelmelerine yol açar.
Reklam
Büyük Şeytan:Televizyon!..
~•~ Televizyonlar, sanki bir program hazırlarken kendisine ilk olarak şunu sormayı mecbur tutan adamlar tarafından yönetiliyor: Hiç kimseye hiç bir faydası olmayan bir iş daha yapmalı ama nasıl? ~•~
"Genellikle Türkiye'de medya, ölüm ve faciayı bütün ayrıntılarıyla verir, ama adaletin yerine gelip gelmediğiyle pek ilgilenmez, olayları takip etmez."
Bizim işimiz toplumu uyandırmak değil ağbiciğim, tam tersi, biz insanları pışpışlamak için varız. Pişmiş kelle gibi seyredecekler, mışıl mışıl uyumaya devam edecekler. Olayımız bu.
Murat Dağıtmaç Bey, benzer bir bilinçaltı oluşturmaya örnek olarak Rambo filmlerinden bahsetti. Murat Bey, özetle, Rambo filmleri aracılığı ile dünyaya ABD'nin kurtarıcı olduğuna dair fikrin empoze edildiğini anlattı.
195 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.