Mevlânâ Celâleddin Rumî

Profil
Bir lamba bir cankurtaran botu ya da bir merdiven ol birinin ruhunun iyileşmesine yardımcı ol ... "Mevlana "
Reklam
Önsöz
Şunu bilmeliyiz ki, Mevlânâ gibi âlî irfan sahibi zâtların şahsî hayat hikâyeleri de bazı sırlar barındırmaktadır. Gençliğine baktığımız zaman, dört merhaleli din anlayışının ilk merhalesiyle meşgul olduğunu görmekteyiz. Birinci merhale, birinci basamak, dinin araçsal bilgileriyle donanmaktır. Zira bir bilgi yolculuğuna çıkılacaktır. İlk iş, yolculuk hazırlıkları yapmaktır. O araçlarla rota belirlenecek ve hedefe varılacaktır. Bu süreç aslında evrenseldir, kâinattaki bütün oluşumlarda bunu gözlemlemek mümkündür. Bütün dinsel bilgilenme süreçlerinde, bu yöntemin izlerini görürüz. Dindeki ananevi, dıştan içe doğru bilgilenme yöntemini Mevlânâ'ya büyükleri öğretmişlerdir. Bunun için tabiatiyle önce araçsal bilgileri öğrenme yoluna koyulur. Arapça ise Arapça, Farsça ise Farsça. Bunların hepsi ona göre bir araçtır. Dinî ilimlerde en büyük tehlikelerden biri, insanın bu yoldaki araçları amaçlaştırmasıdır. Esas gayenin, her ne suretle olursa olsun asıla yani Allah'a ulaşmak olduğunu unutmamak gerekir. Neden? Çünkü geldiğin yer orası, kaynak orası. Bir fizik kanunudur; madde, ait olduğu yeri bulana kadar hareket (seyr) halindedir. Ait olduğu yeri bulduğunda sükûna erer. Bu minvalde, modern insanın bir türlü sükûna erememesi, bulamadığını göstermektedir. Bulmak, vuslata ermektir zira. Mutluluk, bulduğu andan itibaren başlar, bulduğu ise dışarıya ait değildir, kendi içindedir. Kendi aslını bildiğinde, Rabbini bulur.
Sayfa 6 - SUFI KiTAP - 1. Baskı: Aralık 2014 - MAHMUD EROL KILIÇ KİTAPLIĞI:7
Mevlânâ'nın hayat coğrafyası, bugün Afganistan sınırlarında bulunan Belh'ten, Özbekistan'daki Buhârâ'ya oradan Bağdad ve Hicaz yoluyla Karaman ile Konya'ya gelinceye kadar geniş bir alanı kaplar.
Sayfa 11 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
iyi ki de gelmiş gönüller sultanı..
Mevlânâ babasıyla birlikte Moğolların/Tatarların zulmünden kaçarak Horasan erenlerinin tebliğ için koştukları "dârü'l-cihâd" olan Anadolu'ya İslâmı taşımak üzere gelmiştir.
Sayfa 11 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Efendimiz" mânâsına olan Mevlânâ lakabı, ders okutmaya başladığı tarihlerde kendisini yüceltmek için verilir.
Erkam YayınlarıKitabı okudu
Hüdâvendigâr Farşça sultan anlamınadır, babası tarafından verilmiştir.
Sayfa 15 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Rûmî, hayatını geçirdiği Anadolu'ya nisbetle verilen bir unvandır. Geçmiş yüzyıllarda Anadolu "Diyârı Rûm" diye tanınırdı.
Sayfa 15 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
983 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.