m
Mimari
2 memberDevasa beton yığınlarının yanında uçsuz bucaksız vahşi tabiattan oluşan (o da varsa) bugünkü şehirlerimize hâkim olan tabiat-yapı ilişkisinin, insanı tabiat karşısında da yabancı bir seyirci durumuna düşürdüğü aşikârdır.
Batı’da Katolik kilisesinin, sonra aristokrasinin veya komünün, daha sonra da teknokrasinin etkisi altındaki mimarînin çevre elemanları, insanın müdahale edemeyeceği kadar büyük birimlerden oluşuyordu.
insanları etkilemek, ürkütmek ve yönlendirmek
Sermayeye veya devlete yeni bir anıt dikmek mimarînin görevi olunca, mimarlar da bütün insancıl tavırları ve sorumlulukları bir kenara atarak, her işi gelecekte alınacak bir işin reklamı saymış, her defa yeni soytarılıklar yapmayı mesleğin temel özelliği haline getirmek zorunda kalmış ve mimarî bir endüstri düzeyine indirilmiştir.
Kuran kapıların nereye yerleştirileceği ve kapılarla pencereler arasındaki mekansal ilişki konusunda kesin talimatlar verir.
...bu binaların biçim açısından birbiriyle bağlantılı olmaları, birbirinden haberdar olmaları gerekiyordu. Mesela bir komşunun kapısının önü kapatılamazdı...
Ortaçağ Parisi’nin binaları birbirini hesaba katma konusunda tanrıdan gelen bu tür bir buyruğa uymakla yükümlü değildi. Her binanın pencere ve döşemeleri sahibinin isteklerine göre yapılıyordu; müteahhitlerin başka binaların girişlerini kapatmalarına sık rastlanıyordu.
Sayfa 173Kitabı okudu
Varlık ve sonsuzluk kimliğini ortaya koyan dinamik üslûpta parçalar bütünlükten kopamaz hale gelir ve kendi ferdiyetini, dolayısıyla önemini yitirir. Parçalar, bütünlüğe ulaşmak için mütemadiyen hareket halindedir.
statikte ise ferd, kendi özelliklerinden mahrum değil
Başlangıçta duvar ustaları güzel ve sağlam olmalarına rağmen çok fazla alan isteyen Romalıların yuvarlak kemer stilini kullandılar. Kıta Avrupa'sında bu mimari stili Romanesk olarak bilinir, fakat İngiltere'ye Normanlarla geldiği için "Norman" stili olarak bilinir.
Fakat sonra mühendisler sivri uçlu bir kemerle farklı genişlikteki alanları daha rahat geçebildiklerini ve kitap desteği gibi kullanılan kemerli payandalarla duvarları destekleyebildiklerini keşfettiler. Artık duvar ustaları neredeyse tamamen camdan ibaret olup içerisini ışıkla dolduran katedraller inşa ediyorlardı. Bu bina üslubu "Gotik" olarak bilindi.
Sayfa 116 - dummies serisiKitabı okudu
