m
Münafık
2 üyeTakip
İNKILAP TELLÂLI: ÖMER RIZA (DOĞRUL)*
Mısır gazeteleri, Türkiye'de, camilerin başka şekle konulması ve namaz erkanının değiştirilmesi, ibadet sırasında çalgı çalınması gibi yenilikler düşünülmekte olduğundan taaccüple bahsediyorlardı. Vakit gazetesinde vesâir yerlerde yazdığı makaleleriyle Türkiye inkılâblarının yeni meddahları arasında mühim bir mevkiye sahip olan Ömer Rıza (Doğrul), Münafıklık yarışmasında Ubeydullah'ı geride bırakacak gibi bir istidat gösteren bu herif, vaktiyle Sebilürreşad adlı dinî mecmuada yazı yazardı. Hattâ Türkiye'de dinî basın susturulduğu zaman bu herif de İstiklâl Mahkemesi'ne sevk olunmuş ve orada Mısır tâbiyetinde olduğunu söylemişti. İstiklâl Mahkemesi'ne çıkalıdan beri Türkiye inkılâblarının eli bayraklı tellâllarından oldu...
Sayfa 214 - HİLÂFETİN ESESLARI, -Türkiye İnkılâbı ve Mısır Basını-, Dar-ul-Hilâfet-i Âliyye Medresesi Yayınları
YAHUDİ ve ...
Mekke'de kâfir vardı; Medine'de münâfık peydahlandı. Münafık dışından Mü'min geçinip içinden inanmayan zehirli adam... Allah'ın görüp kulun görmediği içini, buna rağmen dışından ayıran ve şeytanın emrine veren samimiyetsiz... Çünkü kılıç korkusu var. Kuvvet şimdi İslâm'da... "Münâfıklık, bir Yahudi müessesesi olarak kuruldu!"
Sayfa 280 - XLIV, MEDİNEDE MANZARA. -Münâfık-, BÜYÜK DOĞU Yayınları
Münafıkların Özellikleri
"Erkek olsun kadın olsun bütün münafıklar birbirinin aynısıdır: Kötülüğü teşvik edip yayarken, iyilik, doğruluk ve güzelliğin önünü kesmeye çalışırlar, Allah yolunda harcamaktan yana ellerini pek sıkı tutarlar. Allah’ı unuttukları için, Allah da onları unutmuştur. Gerçekten münafıklar yoldan çıkmışların ta kendileridir."
Münafık Şia'nın Hz. Ömer'e iftirası
Şii İbnu Babaveyh el Kummi de, Ömer el Faruk radıyallahu anhu'ya yalan iftira edip şöyle dedi: "Ömer ölüm gelince şöyle dedi: "Üç şeyden Allah'a tövbe ediyorum bu işi (hilafeti) benim ve Ebu Bekir'in insanlardan gasbımızdan, onlara halife seçilmemden ve Müslümanların bir kısmın diğerlerine üstün görmekten."
Şia nezdinde hadis ilminde güvenilir, mezhebi sahih, mutemed bir alim olan Ali bin İbrahim el Kummi, tefsir kitabında: "O gün zalim kimse, ellerini ısırıp şöyle diyecektir: "Ne olurdu ben de, peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım" ayeti altında Hz. Ömer radıyallahu anhu'ya dil uzatmıştır.
Münafık Şia'nın Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer Efendilerimize Buğzu
"Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar" ayetinin gölgesi altında Şii alim Kummi, Ebu Abdullah'tan şunu nakleder: "Gönderilen hiçbir nebi yoktur ki, ümmetinin arasında ona eziyet edip, kendisinden sonra insanları yoldan çıkaran iki şeytan bulunmasın. Nuh aleyhisselâm'ın iki (şeytan) arkadaşına gelince; oğlu ve karısıdır... Muhammed'in iki (şeytan) arkadaşına gelince; cubter ve zureyktir."
Şia'nın mel'un Hintli Mele-i Makbulü, "cubter ve zureyk"i söyle tefsir etmiştir:
"Zureyk ezrakın ismi tasğiridir. Cubter ise tilki demektir. İlk kelimeyle kastedilen "birincisi" (yani ilk halife Hz. Ebu Bekir)dir. Çünkü onun gözleri mavi idi (ezrak mavi demektir).
İkinci kelimeyle kastedilen ise "ikincisi" (yani ikinci halife Hz. Ömer)dir. Onun dehası ve kurnazlığından kinayeten böyle denilmiştir."
Münafık Şia'nın Sahabi Düşmanlığı
Nevbahti şunu zikretmişti; Abdullah ibni Sebe, Resulullah aleyhisselâm'ın akrabaları ve dostları olan Hz. Ebu Bekir. Hz. Ömer, Hz. Osman'ı kötülemeyi ilk ortaya çıkarandır. O günden bi bu günümüze Şia, bu akideyle geldi, bu inanca tutundu ve onun etrafında toplandı. Öyle ki; Resulullah aleyhisselâmın üç halifesine, imamlarına ve sevdiklerine buğz etmeyen, Şia olamazdı.