Yarım saatte bitecek türden bu kitap, adını kitabın başından sonuna kadar bilmediğimiz Kontrbas sanatçısının bizimle, sanatının zorluklarından, müzikten, işinden, aşktan, sahip olduklarından, hayellerinden, sevdiklerinden, sevmediklerinden vs. hakkında elinde birası ile aracı kullanmadan bizzat konuşmasından oluşuyor.
İşine yetişeceği arafede ( 1 bilemedin 1.5 saat) size tüm kinini kusuyor. Kontrbasın nasıl bir müzik aleti olduğundan tutun da hayatında olan tüm olumsuzluklara kadar açık ve aşikar önünüze seriyor. O, habire konuşuyor siz ise sadece dinliyorsunuz. Konuşma (dertleşme) bittiğinde ise kendinizi yorgun değil aksine zinde hiss etmiş olmanız garip...
Beğenmediğim kısımlara gelirsek,
aslında sadece kafa boşaltmalık kitap olduğundan, beğenmemek elde değil.
Beğendiğim kısımlar,
hiç kontrbas çalan biri ile hasbihal etmediğimden sevdiğimi söylemek isterim.
Kulak verin Kontrbasın o yoğun sesine, onda da bir hüzün saklıdır. Onu çalan insanın sonsuz boşluktaki derin hüznü...
Keyifli okumalar...