ALLAHﷻ
“Namaz gerçek manası ile kulun ALLAH ile münacatı onunla konuşmasıdır. Namaz gerçek anlamda kulun Yüce Yaradan'ı ile buluşması, onunla aracısız ve teklifsiz buluşmasıdır. İşte bu nedenle namaz son derece kıymetli ve kula ALLAH'u Teala'nın bir lütfudur.”
Bilmiyor musun ki rızkın, -meşru dairede gayret göstermen şartıyla- Rabbinin garantisi altındadır. O'na niye güvenmiyorsun? Rızık için namazları terk edip telaş göstermen meşru değil. Hem seni namazından alıkoyan rızıklar helal de değil."
"Nasıl yani?"
"Haram bir zamanda kazanılanlar nasıl helal olsun? Rabbe ayırman gereken zaman O'nun zamanıdır, senin değil. Bunu böyle bil.
Hırsızlık yapma, Rabbin için kulluk et. Rızkını meşru dairede ara. Haramlardan uzak durduğunda göreceksin ki hiçbir zaman rızıksız kalmayacaksın."
Peygamberimiz (S.A.S.) buyurur ki:
"Ümmetimden iki kişi düşünün, her ikisi de namaza dururlar, rükû ve secdeleri aynıdır, fakat ikisinin namazı arasında yer ile gök arası kadar derece farkı vardır."
Cabir’den (رَضِيَ اللهُ عَنْهُ’) rivayet edildiğine göre;
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
“Beş vakit namaz, herhangi birinizin kapısı önünde gürül gürül akan ve günde beş kere içine girip yıkanabileceği bir nehir gibidir.”
(Müslim)
Enes رَضِيَ اللهُ عَنْهُ’ ‘dan:
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Sabah namazını cemaatle kıldıktan sonra güneş doğuncaya kadar ALLAH’ı zikrederek oturan, sonra da iki rekät namaz kılan için, tamı tamına hac ve umre sevabı vardır.”
(Tirmizi, 586.)