n

Nörobilim

1 üye
Seni unutamam
Kabullenme 1: Son 10 yılda yapılan çalışmalar çok net ortaya koymaktadır ki beynimizin kendine ait bir cinsiyeti vardır. Bu kısım bizim en temel kabullenmemiz olacaktır.
Kabullenme 2: Beynimizin sahip olduğu cinsiyet, biyolojik cinsiyetimizden bağımsızdır. Yani genel anlamda erkeklerin çoğu erkek beynine, kadınların çoğu dişi beynine sahip olmakla beraber bunun tam tersi de söz konusu olmaktadır.
Reklam
Kabullenme 3: Beynin cinsiyeti kapsamında ele alacağımız bulgular tümüyle öğrenme, hafıza, empati gibi bilişsel işlevlerin farklılığı ile ilgili olacaktır. Yani burada bahsedilecek olan konu başlıklarının farklı cinsel tercih ve yönelimler meselesi ile herhangi bir ilgisi bulunmamaktadır.
Beyin böylesine müthiş bir hızla oluşurken her türlü faktör bu gelişime etki edebilmektedir. Ama bu noktada kadınlar ve erkeklerin birbirlerinden farklı bir beyin yapısına sahip olmasındaki en önemli etkenin, anne karmnda iken maruz kaldıkları cinsiyet hormonları olduğu gösterilmiştir. Hamilelik döneminde yaşanılan beslenme farklılıkları, mevsimsel-iklimsel etkiler ve stres gibi çeşitli faktörler, testosteronun az ya da çok salgılanmasına neden olacağından bebeğin (beyin cinsiyeti) üzerinde etkili olacaktır.
Akıl ve bilincin varlığını açıklamak için sinir sistemini devre dışı bırakan herhangi bir teori başarısızlığa mahkumdur. Sinir sistemi; zihnin, bilincin ve bunların sağladığı yaratıcı akıl yürütmenin gerçekleşmesine önemli derecede katkıda bulu-nur. Ancak, akıl ve bilinci açıklamak için sadece sinir sistemine dayanan herhangi bir teori de başarısız olmaya mahkûmdur.
Vücudun, sinir sistemiyle oluşturduğu birliktelik içerisindeki payı, onun temel biyolojik zekâsıdır; yani, homeostazın gerektirdiği şekilde yaşamı yöneten ve sonunda hissetme biçiminde ifade bulan örtük beceridir. Hissetmenin büyük ölçüde yalnızca sinir sistemi sayesinde tam olarak ortaya çıkması, bu temel gerçeği değiştirmez.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.