Duymadıkça göremezsin.
Görmedikçe duyamazsın.
Dolu görünenin boşluğunu,
Boş görünenin doluluğunu görmelisin.
Müşfik* eylemler ek ki, meyvelerini toplayasın.
Ruhların Sahiplerinin farkına var. İnsan yaşamının fırtınalı denizi üzerinde nasıl süzüldüklerine bak, ne kadar yorgun olduklarını, kanayan bedenleri ve kırık kanatlarıyla kabaran dalgalar üzerinde nasıl sürüklendiklerini gör. Azgın rüzgârlarla savrulur, fırtına tarafından kovalanır, anaforlara sürüklenip ilk büyük girdapta kaybolurlar.
"Tüm canlar acı çekmek zorunda olduğunda, mutluluk olabilir mi? Bütün dünyanın çığlığını duyup kurtarılacak mısın?"
Şimdi ne söylendiğini duydun.
Unutma ki EBEDİ olan değişikliği bilmez.
Mikrokozmos ve Makrokozmos
"Aşağıda olan yukarıda olan gibidir"
Hermetikliğin temel öğretisidir. Bu öğreti, daha yüce bir varlık düzlemiyle etkileşime geçerek insanların amellerine etki etmeye uğraşan büyücülüğün büyük bölümünün mantiki temelidir.
Mikrokozmosla (insan) makrokozmosun (evren) birbiriyle ilişkili olduğu düşüncesinin kökeni, 
Platon (Eflatun)'dan kalan ve üçüncü ve altıncı yüzyıl arasında Neoplatoncular tarafından tamamen geliştirilen "Büyük Varlık Zinciri" kavramına kadar uzanır. Bu kavram en basit ifadesiyle Tanrı'dan cansız nesneye kadar her şeyin, insanın tam ortasında bulunduğu bir zincirde birbirine bağlı olduğunu ifade eder.
Bu karşılıklı bağlı olma hali büyücülüğün
büyük bölümünün entelektüel payandası açısından esas önemdedir çünkü insan evrenin küçük bir kopyasıysa ya da evrene bir şekilde bağlıysa, ikisi arasında doğal bir şekilde tekrar eden modeller ve paylaşılan duygular olması gerekir.
"Yaşamak istiyorsan, yaşamından vazgeç."
"Gözün Öğretisi" kalabalıklar,
"Kalbin Öğretisi" seçilmişler içindir.
Okültizm ve Ezoterizm denince akla ilk gelen isimlerden olan teosofi derneğinin kurucusu 
H. P. Blavatsky'nın Kadim Tibet Öğretilerini derlediği, bir altın öğütler kitabı niteliğinde, inceliğinin aksine derin ve üzerinde kafa yorulması gereken hatta hayata
Bu Dünya, ah bilgisiz Mürit, hiçbir rüzgârın söndüremeyeceği, bir fitil veya yakıt olmadan yanan gerçek ışığın vadisinden önceki alacakaranlıktır sadece.