Lübnan, tarih boyunca ekonomik ve siyasi olarak Bilad-ı Şam bölgesinin bir uzantısı görünümündeydi. 1920 yılındaki San Remo Konferansı ile Fransa, Suriye'nin geri kalanıyla birlikte burada bir manda rejimi kurma hakkını elde etmişti. Daha önce de belirtildiği gibi, Lübnan'ın Suriye'den ayrı bir siyasi birim olarak örgütlendirilmesinin temel sebebi, Bilad-ı Şam'da ulusal bir bütünlük oluşmasını ve Arap milliyetçiliğinin bölgede güçlenmesini engellemekti. Dahası Fransa'nın Lübnan'daki Hıristiyan Marunilerle oldukça gelişmiş ilişkileri bulunuyordu ve Ortadoğu'nun en stratejik bölgelerinden birinde kendilerine yakın bir Hıristiyan devletin teşekkülü, Fransızlar için önemliydi. Bu doğrultuda on dokuzuncu yüzyılın ortalarından beri Maruni milliyetçiliğinin idealize ettiği Büyük Lübnan düşüncesi, genişletilmiş sınırlarıyla mümkün oluyordu. Fakat Osman- lılar döneminde Cebel-i Lübnan olarak adlandırılan bölgeye, çoğunluğu Müslümanlarca meskün Beka ve sahil şeridinin (Sayda, Trablus, Tire ve Beyrut) dâhil edilmesi, demografik yapının Fransızların ve Marunilerin istediği şekilde oluşmasını engelledi.