Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Profil
Uzun zamandır size yön verdim. Arkadaşız biz. Düzenimiz demokrasi. Ne var ki içimizden birinin çıkıp yol göstermesi gerekir. Doğru mu? Doğru mu?
"Parti, bireyin özgür iradesini reddediyor, ama aynı zamanda ondan sınırsız bir özveri talep ediyordu. Bireyin iki seçenekten birini tercih yetisini inkâr ediyor, ama aynı zamanda onun her seferinde doğru seçim yapmasını bekliyordu. Bireyin iyi ile kötüyü ayırt etme gücünü inkâr ediyor, ama aynı!"
Reklam
ZULÜM ve İŞKENCE...
-Sabık Şair "Demokrat Parti" davranışının hâlisliğine inanmıyor ve apaçık bir zulüm altında kıvranan milletinin şimdi "Egemenlik Ulusundur" kabilinden yalan üstü yalanlarla ümide düşürülmesini cellât satırından daha can yakıcı buluyor. Bu, komaya geçmiş bir yaralının hafifçe uyandırılıp yeniden ve yeni bir işkenceye uğratılmasıdır ve zulümlerin destanlık bir örneğidir...
Sayfa 295 - Parti 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
OYUNCAK PARTİLER...
- "Göğsünde, kimsenin tam heceleyemediği böyle bir yafta bulunan, maddesi ve mânâsıyla Türk milletini kemirici böyle bir partinin (CHP) karşısında şimdi de "Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası" ve "Serbest Fırka" oyuncaklarından gûya daha ciddi ve halis bir (Demokrat) parti...
Sayfa 295 - Parti 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
ZAKKUM TOHUMU ve YAMYAM AĞACI...
"İttihad ve Terakki"nin satıhçı çeyrek münevver elinde en kuduz hamlelerle koca imparatorluğu iç ve dış temelinden yıkmaktaki başarısına karşılık "Cumhuriyet halk partisi"??? Eski varlığı yalnız kuru koçan kısmıyla maddede kurtarmış olmasına mukabil ruhta batırışın, böylece parti yoluyla bizi içimizden *infisaha sürükleyici, Batı plânının gerçekleştirişin; "İttihad ve Terakki"de ilk meyvesini veren zakkum tohumunu kendisinde yamyam ağacı hâline getirişin korkunç ocağı!!!
Sayfa 294 - 295 Parti, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
AVRUPALININ MURADI...
Bizde parti, kendi öz hakikatimizin koruyucusu olarak içimizden doğma değil, düşmanımızdan gelme ve onun öz hakikatini bize yamamak bahanesiyle bizi öz hakikatimizden mahrum bırakma stratejisinin "veled-i zina"sıdır. Avrupalı bu "veled-i zina"yı büyür büyümez, kubbesini, sütunlarını, dört duvarını ve temelini yıkması memuriyetiyle câmi kapısı önüne bırakmış ve muradına bal gibi ermiştir...
Sayfa 294 - Parti, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Partiler...
Parti mikrobu, Türk'teki İslâm birlik ve bütünlüğü karşısında Batı adamının beş asırdır yapamadığını bir asra, evet, tam bir asra sığdırmak ve bunda da muvaffak olmak gibi bir yörünge belirtir...
Sayfa 294 - Parti, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
FRENGİ GİBİ BİR MİKROP!..
Türkiye'de parti, Büyük Fransız İnkılâbından tam yarım asır sonra (1789-1839) Tanzimat hareketiyle zeminin bulur ve Abdülaziz devrinde "Genç Osmanlılar) adlı bir hücrecik hâlinde protoplâzmalaşır. Bu batıdan sıçrama, frengi gibi bir mikroptur. Bir mikrop ki, memleketin iç hâlini, kendi içinden fışkırma, kendi öz muhasebesine dayalı bir vicdan tepkisiyle düzeltmek ve aslî cevherine döndürmek cehdi yerine, dışarının ve düşman dünyanın bu hâle bakışını, gûya devâ ve yol gösterişini, böylece Türk'ü kökünden ayırmak ve boşluğa düşürmek gayretini kukla şuursuzluğu içinde temsil eder..."
Sayfa 293 - 294 Parti, 2. Baskı 1976, Büyük Doğu YayınlarıKitabı okudu
Ne ibret, partilerin partilere bakışı, Tek doğru gördükleri, birbirinin yanlışı.
Sayfa 133 - 1976Kitabı okudu
Parti ve Hiyerarşi
Parti, soyunu değil, kendisini sürdürmekle, ilgilenir. İktidarın kimin elinde tuttuğu önemli değildir, yeter ki hiyerarşik yapı hep aynı kalsın.
Sayfa 227Kitabı okudu
Reklam
Açıkçası, Parti'nin dünya görüşü onu hiç anlayamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu. Gerçekliğin en açık biçimde çarpıtılması böylelerine kolayca benimsetilebiliyordu, çünkü kendilerinden istenenin iğrençliğini hiçbir zaman tam olarak kavrayamadıkları gibi, toplumsal olaylarla yeterince ilgilenmedikleri için neler olup bittiğini de göremiyorlardı. Hiçbir şeyi kavrayamadıkları için hiçbir zaman akıllarını kaçırmıyorlardı. Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı, çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
Sayfa 172Kitabı okudu
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.