p

Psikiyatri

1 üye
“Akıl hastalıklarının varlığını saptamak ya da yokluğunu belirlemek için hiçbir nesnel yöntem olmadığından ve bir psikiyatrik teşhis kişiye geniş çaplı kişisel zararlar verme potansiyeline sahip damgalayıcı bir etiket olduğundan, “akıl hastasının psikiyatrik masumiyetini” kanıtlamadaki acizliği psikiyatriyi modern dünyada özgürlük ve sorumluluğa yönelik en büyük tehlikelerden biri kılmaktadır.”
"Depresyonun iyi bir yanı - tek iyi yanı - her zaman sona ermesidir."
Sayfa 246 - Terapide Tek Eşlilik, Remzi KitabeviKitabı okudu
Reklam
İnsanın kişiliği ne denli kırılgan bir şey, diye düşündü. Tıpkı cam kadar kırılgan.
Sayfa 386Kitabı okudu
"Ölüm kalım noktasında kâr zarar hesabı yapılabilir. Ancak dikkat eksikliği sorununu çözmenin, ilaçlara bașvurmak dışında daha sağlıklı yolları vardır. Dikkat, sağlıklı ve dinlenmiş bir beyin tarafından icra edilebilecek bir işlevdir. Oysa günümüzde insanlar uykuya ayırmaları gereken saatlerini ışıklı ekranların başında geçirerek uykusuz kalmakta ve dinlenmemiş bir beyinle güne başlamaktadırlar. Beynimizin dikkat gibi işlevleri sağlıklı biçimde yerine getirebilmesi için, yeterince uyku uyuyarak dinlenmeye gereksinimi olduğunu göz ardı ederek hemen ilaçlarda çözüm aramak, çok piyasacı bir yaklaşım gibi durmaktadır. Üstelik bu amaçla kullandığımız ilaçların bağımlılık yapma, dürtü kontrolünü bozma, beyin hücrelerine hasar verme gibi ciddi yan etkileri de biliniyorsa iki kere düşünmekte yarar vardır." -Mutluhan İzmir, Antidepresan Tuzağı, Hayykitap, syf: 12
"Modern tıbbın psikiyatri bölümū, günümüzde depresyona giren insana çözüm olarak, ancak tavuklara sunduğu düzeyde bir kafein+antidepresan+antihistaminik kombinasyonu sunmaktadır. Bu durum birçoğumuzu sarsacak bir durumdur ve daha da acısı, gitgide toplumun daha fazla bir kesimi bu ilaç tedavilerini kullanır hale gelmektedir. Evet, bu ilaçlar belki toplumun yüzde 5'i gibi bir kısmı için gerçekten gerekli olabilir ama ya toplumda bu ilaçların kullanım oranı yüzde 50'leri aşmışsa? Psikiyatri pratiği, insanlara bol miktarda ilaç kullandırma pratiğine dönüşmüşse? Bu sorular gerek şu ana kadar belirtmeye çalıştığım gibi insanın içinde biçimlenmesini gerçekleştirdiği doğal koşullardan uzak yaşamasının getirdiği sıkıntılardaki artışın, gerekse ilaç firmalarının piyasaya sürdüğü yeni ilaçların tedavi ettiği ileri sürülen hasta grubunun giderek genişletilmesinin doğurduğu sorulardır. Sonuçta ilaçlar yakınması olan kişilere yazılmaktadır, hiçbir yakınması olmayan kişilere değil! Ancak sorunun çözümü, bu sorunun nedenini çok da iyi anlamadan, gerçekten artan sayıda yakınması olan kişilere henüz yeni bulunmuş ve uzun vadeli etkileri çok da iyi bilinmeyen ilaçların verilmesi midir?" -Mutluhan İzmir, Antidepresan Tuzağı, Hayykitap, syf: 52
Çarpıcı!
“Tıbbîleştirme sekülerleştirmenin bir yanıdır, terapötik devlet (tıp ile devletin ittifakı) teolojik devletin (kilise ile devletin ittifakı) yerini alır. Geleneksel olarak, günah diye sınıflandırılan belli davranışlar hastalık şeklinde yeniden tanımlanır, böylece bunların zor yoluyla “tedavi”leri gerekçe bulur. Bu durumun sonuçları şunlardır: (1) “Hastalar” sağlık adına özgürlüklerinden yoksun bırakılır ve cezalandırılır; (2) devletin hekim-temsilcileri bazı kişi gruplarını –eskiden homoseksüelleri, günümüzde yasa dışı uyuşturucu kullanıcılarını– cezai yaptırımlardan korumak için “psikiyatrik teşhisler kullanarak bunlara “merhamet” gösterme görevini üstlenir[14] ve (3) bazı temel ama ikircimli şekilde benimsenmiş insanî değerleri –geçmişte kürtaja, günümüzde marihuanaya erişim hakkını– el altından sağlayan psikiyatrlar yanlış bir şekilde, şefkatli “hümanistler” ve “terapistler” olarak algılanır.”
Reklam
642 öğeden 471 ile 480 arasındakiler gösteriliyor.