"Çocuk başka kişilere , onların haklarına ve farklılıklarına saygı duymayı öğrenmeden önce, ilk olarak özsaygıyı ve kendisini anladıkça gelişen haysiyet duygusunu öğrenmelidir."
"Sınırlar ve özerklik sağlık için elzemdir," demişti terapist ve grup lideri Johann Peterson. Hayatı bedenlerimiz aracılığıyla deneyimleriz. Hayat deneyimimizi açıkça ifade edemezsek, zihnimizin ve ağzımızın söyleyemediğini bedenlerimiz söyler."
Herkes onu "Dönüşüm" kitabındaki "Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” sözüyle tanır. Kendi yaşamından taşıdığı izlerdendir belki de onun eserlerini bu kadar etkili kılan.
Baba'ya Mektup
Babasının itirazları üzerine evlenemeyen bir adamın (Franz Kafka) yaşadığı manevi, ruhsal sıkıntı üzerine kaleme aldığı bir mektup. Mektuptan çok bir itiraf, bir isyan. Evlenememesi belki de bardağı taşıran son damla. Kafka'nın itiraf niteliğinde ele aldığı bu mektupta çocukluğuna dair içinde bulunduğu aile ortamı, baba çocuk ilişkisini, eğitilme şekli, en önemlisi de üzerinde hissettiği ağır psikolojik şiddet yüzünden içine kapanık ve korkak olarak büyüdüğünü en derin şekilde kaleme almış. Küçükken anlamlandıramadığı bu duygular büyüdükçe onu soğuk, suskun ve baba kokusuyla yaşamaya ve bu izleri ölene dek üzerinden atamaması çok başarılı bir şekilde dile getirilmiş. Telafisi olmayan, geri gelmeyecek bu çocukluk dönemi yıllar geçse de izi silinmeyecek ağır bir dram.
Sözü en sevdiğim yazarın bir alıntısı ile bitirmek istiyorum.
Babalar, çocuklarınızı incitmeyin... Fyodor Mihayloviç Dostoyevski...
Keyifli okumalar.
Babaya MektupFranz Kafka · Ren Kitap · 201740,5bin okunma
100 milyar yıldızdan birinin etrafında gezinen bir kayadayız.
Türümüz şuana kadar var olmuş yarım milyardan biridir.
Doğma şansımız 400 trilyonda 1'dir. Özel değil, şanlısınız.
Harika hayatınızı dolu dolu yaşayın. Bir daha asla var olmayacaksınız...
Ricky Gervais