Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

p

Psikoterapi

Ne kadar üstün olursa olsun , salt akılla psikoloji yapamazsınız. Yalnızca anlamları değil , his değerlerini de saptamanız gerekir.
Rüyaların gizi budur - biz rüya görmeyiz , rüyada görülürüz. Rüyanın nesnesiyizdir , yaratıcısı değil.
Reklam
Eyni səbəb, fərqli hekayə.
Kafayı yediğim için psikoterapist oldum. Gerçek bu. Ama iş görüşmesinde sorulduğunda verdiğim cevap bu değildi. İndira Sharma baykuş gözlerini andıran gözlüklerinin tepesinden bakarak, "Sizce sizi psikoterapiye iten neydi?" diye sordu. ... Ergenlik yıllarımda bir huzur evinde yarı zamanlı çalıştığıma ve bunun da nasıl psikolojiye ilgi duymama sebep olduğuna dair sempatik bir hikaye anlattım. Psikoterapi yüksek lisansı yapmıştım, vesaire. Omuz silkerek, "İnsanlara yardım etmek istiyordum herhalde," dedim. "O kadar." Ki bu tamamıyla yalandı. Tamam, tabii ki insanlara yardım etmek istiyordum. Ama o benim ikincil hedefimdi. Özellikle eğitimime ilk başladığım zamanlarda. Esas sebebim tamamen bencilceydi. Kendime yardım etme derdindeydim. Akıl sağlığı alanında çalışan çoğu kişi için de aynısının doğru olduğuna inanıyorum. Bu iş bizi çekiyor çünkü hasarlıyız; kendimizi iyileştirmek için psikoloji okuyoruz. Bunu itiraf etmeye hazır olup olmadığımızsa başka bir soru.
Sayfa 14
Eski zamanlarda hekimler rüyaları gözlemleyip teşhislerini buna uygun olarak yapmışlardır.
Nietzsche'nin de dediği gibi, "Neden'i olan, Nasıl'a katlanır."
Sayfa 162Kitabı okudu
Psikoterapide akılcılık ve kesinlik pek seyrek ödüllendirilir.
Sayfa 280Kitabı okudu
Reklam
Eğer biri hatalı olduğumu ispat eder, bir sözümün veya davranışımın yanlış olduğunu bana gösterirse memnuniyetle deği­şirim. Ben hakikatin peşindeyim. Hakikat kimseye zarar vermemiştir. Asıl zararlı olan, insanın kendi yanılsamalarını ve cehaletini ısrarla sürdürmesidir."
Sayfa 195Kitabı okudu
312 syf.
10/10 puan verdi
·
21 günde okudu
Yıllar sonra Yalom ve onun incelikli dili, nahif bakış açısı ve samimi aktarımı ile tekrar buluştum. Didaktiklikten yoksun, içten anlatımı ile alana ve insana dair pek çok bakış açısı kazandırdı.
Irvin D. Yalom
Irvin D. Yalom
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi Öyküleri
Aşkın Celladı ve Diğer Psikoterapi ÖyküleriIrvin D. Yalom · Remzi Kitabevi · 20167,3bin okunma
Çıplak gerçek
19. yüzyila ait bir efsaneye göre, Gerçek ve Yalan bir gün karşılaşırlar. Yalan, Gerçek'e: "Bugün muhteşem bir gün!" der. Gerçek, gökyüzüne bakıp iç çeker çünkü gün gerçekten de çok güzeldir. Birlikte biraz zaman geçirirler. Derken bir kuyuya varırlar. Yalan, Gerçek'e: "Su çok güzel, haydi birlikte yıkanalım" der. Gerçek biraz şüphelidir; suyu kontrol eder ve gerçekten de çok güzel olduğunu fark eder. Bunun üzerine ikisi de kıyafetlerini çıkartıp yıkanmaya başlarlar. Aniden, Yalan sudan çıkar, Gerçek'in kıyafetlerini giyer ve hızla kaçar. Gerçek, kuyudan çıkar; elbiselerini bulamayınca bir hayli öfkelenir. Yalan'ı bulmak ve elbiselerini geri almak için her yere koşar. Bu sırada Gerçek'i çıplak biçimde oradan oraya koşarken gören Dünya, bakışlarını küçümseme ve öfke ile geri çevirir ve onu görmek istemez. Zavallı Gerçek, çaresizlik içinde kuyuya geri döner. Artk sonsuza dek saklanacak ve ortadan kaybolacaktır çünkü çıplaklğından çok utanmaktadır. Yalan ise o gün bugündür dünyayı dolaşmakta, Gerçek gibi giyinip toplumun ihtiyaçlarına karşılık vermektedir. Çünkü Dünya, hiçbir şekilde çıplak Gerçek ile karşılaşmak istemez.
Sonuca Varma ve Genelleme Takıntısı
Oğluyla birlikte yaşayan Kızılderili adamın çok kıymetli bir atı var. Bir gün bu at çiftlikten kaçıyor. Tabii komşuları gelip "Tek varlığınız o attı, çok kıymetlidi, o da gitti... diye ah vah ediyorlar. Adam diyor ki: "Bir dakika, şu anda tek bildiğimiz atın kaçması. Niye üzülüyorsunuz?" İki gün sonra O at, yanında hepsi de birbirinden güzel beş kısrakla geri dönüyor. Komşular bu sefer: Haklıymışsın at kaçıp beş kısrakla geri döndü, ne güzel oldu!" derken, bilge yerli: "Bir dakika, sadece beş kısrak daha geldi, Bunun iyi mi kötü mü olduğunu bilemeyiz. Acele ediyorsunuz." diye onları uyarıyor. Sonra adamın oğlu, o yabani kısrakları eğitirken düşüp bacağını kırıyor. Komşular bu kez de " Eyvah! Tek yardımcın olan oğlun bacağını kırdı. Bu çok kötü oldu!" diyorlar. Adam da "Şu anda olan tek şey Oğlumun bacağını kırmış olması, İyi veya kötü mü onu bilmiyoruz." diyor. Derken O ülkede bir savaş çıkıyor, eli ayağı tutan herkes askere alınıyor. Yerlinin oğlu bacağı kırık olduğu için askere alınamıyor. Komşular bu sefer de "Bak, haklıymışsın. Oğlun sana kaldı..." diye seviniyorlar. Bunun üzerine adam diyor ki: Siz erken sonuç çıkarma hastalığına tutulmuşsunuz. Sadece olaylar olur, bekleyip görün, ne olacağını daha sonra fark edersiniz."
Sayfa 341Kitabı okudu
832 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.