r

Reklamcılık

1 member
Majestic’te başka bir şey daha öğrendim: Bir müşteriyi kendinize bağlamayı becerirseniz hiçbir zaman işinizden olmazsınız. Yedi odalı bir dairede kalan en önemli müşterilerimizden biri, bir Amerikalı bayan, her öğün fırında pişmiş bir elma yiyerek rejim yapıyordu. Bir gün, elmalar patlamış şekilde gelmeye devam ettiği takdirde Ritz’e taşınacağını söyledi. Ben de bunun üzerine yeni bir teknik geliştirdim. Çekirdeklerini iyice ayıklayarak süzgeçten geçirdiğim iki elmanın etli kısmını tek bir kabuğa toplayıp fırında pişirdim. Sonuç olarak, müşterimizin şimdiye kadar gördüğü en güzel elmayı pişirmeyi başarmıştım. Bu elmayı pişiren aşçıya ayrıcalık tanınmalı gibi iltifatlar mutfağa kadar gelmişti.
Sayfa 29 - afa yayınlarıKitabı okudu
Bu yüzden, tüm elemanlarımı yılda bir kez Museum of Modern Art'da (Modern Sanatlar Müzesi) toplar, onlara işlerimiz ve kazancımız gibi konularda samimi bir rapor sunarım. Sonra da, hangi davranışları takdir ettğimi şöyle sıralarım: 1.Çok çalışıp taşın suyunu çıkaranları takdir ederim. Kaytaranlardan hoşlanmam. Çok çalışmak, az çalışmaktan
Sayfa 32 - afa yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Satışları uzun süredir düşüş gösteren ürünlerden uzak dururum. Çünkü bu, üründe önemli bir zayıflık ya da şirket yönetiminde bir yetersizlik olduğunu gösterir. Reklam ne kadar iyi olursa olsun bu, iki eksikliği telafi etmeye yetmez. Bir ajans, çok ihtiyacı olsa da böyle sakat işleri geri çevirmeyi bilmelidir. Yeterli ünü ve oturmuş deneyimi olan bir doktor hastasını ameliyat masasında bırakmayı göze alabilir. Ama böyle bir olay, genç bir doktorun geleceğini mahvedebilir. Bende işlerimden biri ameliyat masasında kalacak diye çok korkardım.
Sayfa 68 - afa yayınlarıKitabı okudu
Bazen de yeni müşteriler bulacağım derken büyük potlar kırdığım olmuştur. British Travel & Holidays Association'ın (İngiliz Tatil ve Seyahat Derneği) başkanı Sir Alexander H.Maxwell ile tanıştığımdai acil olarak yeni bir işe ihtiyacımız vardı. Oysa, Maxwell daha başlangıçta beni küçümsemişti. "Bizim reklamlarımız gerçekten çok iyidir." dedi ve ajans değiştirmeye hiç niyeti olmadığını belirtti. Bende şu şekilde cevap verdiö: "8.Henry ölüm döşeğindeyken, ona bu gerçeği söylemeye cesaret edecek olanın başını vurduracağına inanılıyordu. Ama devletin çıkarları bir gönüllünün bulunmasını gerektiriyordu. Sonunda Henry Denny bu işi üstlendi. Kral Henry, Denny'nin gösterdiği cesarete o kadar müteşekkir kalmış ki, ona bir çift eldiven ve şövalyelik payesi verdi. Sir Henry benim atalarımdandır. Onun örneği, bana sizin reklamlarınızın çok kötü olduğunu söyleme cesareti veriyor."
Sayfa 59 - afa yayınlarıKitabı okudu
8.bölümde televizyon reklamları ile ilgili yazdıklarım artık geçerli değil. 1962'de televizyonda neyin tutup neyin tutmayacağı hakkında çok az şey biliniyordu. 1982'de yazdığım, 1983'de Pan Books'dan çıkan Ogilvy on Advertising adlı kitabımda bu konuda daha sonra yapılan araştırmaları bulabilirsiniz.
Sayfa 10 - afa yayınlarıKitabı okudu
157.sayfada okurlarıma televizyon reklamlarınıda dakikada 90 kelimeyi geçmemelerini önermiştim. Fakat bugün artık dakikada 200 kelime ile ürünü daha fazla sattırabileceğiniz ortaya çıkmıştır. Pazarlardaki satıcılar ve işportacılar bu gerçeği bildikleri için hızlı konuşurlar.
Sayfa 10 - afa yayınlarıKitabı okudu
Reklam
219 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.