r
Risale-i Nur
188 üye · 2 yeni gönderiTakip
Risale-i Nur eserleri ve üzerine paylaşımlar.
Yirmi Birinci Söz, Beşinci İkaz
''Ey dünya-perest nefsim! Acaba ibâdetteki fütûrun ve namazdaki kusurun, meşâğil-i dünyeviyenin kesretinden midir? Veyâhut derd-i maîşetin meşgalesiyle vakit bulamadığından mıdır? Acaba sırf dünya için mi yaratılmışsın ki, bütün vaktini ona sarfediyorsun?''
Sözler
Evet, hepimizde cüzi veyahut külli dünyayı sevme hissi ve
Evet Eskişehir hapishanesinde dehşetli bir zamanda ve kudsî bir teselliye çok muhtaç olduğumuz hengâmda, manevî bir ihtarla: "Risale-i Nur'un makbuliyetine eski evliyalardan şahid getiriyorsun. Halbuki
وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍٍ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍٍ
sırrıyla en ziyade bu mes'elede söz sahibi Kur'andır. Acaba
Mesele anlaşıldı mı acaba , yorumlar herkese açık. Buyrun. :)
gavvas
@_purkusur
·Evet, Cenab-ı Hakkın isim ve sıfatları birbirinden ayrı ve farklı olduğu gibi, bizlere yansıması da o nispette farklı oluyor. Şöyle ki:
Mesela: Kimisi vardır ki Cenab-ı Hakkın Kuddüs ismini daha ziyade yansıtır ve diğerlerine göre daha ziyade dikkat eder. Temizliği her şeyden önde görür ve Kuddüs ismine ayinedarlık eder.
Mesela: Bir başkası diğerlerine göre daha cömerttir ve Cûd ismine ayinedarlık eder. O kişi Cenab-ı Hakkın cömertliğini daha ziyade hissettirip, lisanı hal ile doğrudan doğruya cûd ismine bakar.
Sonra, bir başkası insanlar arasında diğerine göre daha çok kusur örtendir. Biri, diğerine göre daha çok kusur örter ve Settar ismine ayinedarlık eder ve onu yansıtır.
"Ben iyi ders anlatamıyorum ve hitabetim iyi değil." demek onda olan bir kusuru göstermez. Bir medresede, her ismin tecellisi herkeste ayrı ayrıdır. Kürsüdeki kardeşimiz, Alim ismine tecelli ederken, misafirlere çay dağıtan ve ikram eden kardeşimiz ise, Cûd ismine daha ziyade tecelli eder. Bu demek değildir ki, kürsüde olup, ders anlatan arkadaşımız herkesten önde. Kamera arkasında ve perde arkadasında neler neler var. :)
Evet, isimlerin yansıması ve tecellileri birbirinden farklı olsa bile, bu isimler ve sıfatlar ve yansımaları tekbir elden çıkıyor. Yansımalar ve tecelliler farklı farklı, ama aynı yerde. Yani bir'den.
Evet, her bir namazın vakti, mühim bir inkılab başı olduğu gibi azîm bir tasarruf-u İlahînin âyinesi ve o tasarruf içinde ihsanat-ı külliye-i İlahiyenin birer ma'kesi olduğundan, Kadîr-i Zülcelal'e o vakitlerde daha ziyade tesbih ve tazim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnüne karşı şükür ve hamd demek olan namaza emredilmiştir.
