r

Roman Edebiyat Soykırım

280 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Ah, “LEYLA”…
Bu kitabın kapağını açmadan önce cehenneme açılan bir kapının eşiğinde olduğunuzu bilmelisiniz. İnsan denilen yaratığın bütün kötülüklerini sergiye çıkarttığı bir coğrafyaya, Balkanlara adım atacaksınız. Kadınların beden ve ruhlarının nasıl lime lime edildiğini okurken, iğreneceksiniz. ‘İnsan uygarlığı’ denilen bu barbarlıktan kaçıp, en vahşi
Leyla
LeylaAlexandra Cavelius · Pegasus Yayınları · 20167.5k okunma
“Bir kader kurbanının kadere inanmadığı nerede görülmüştü ki?.. Kader bazı insanlarının ruhunda derin yaralar açar…”
Reklam
Yol vs Yolcu
“Unutma oğlum; Yol yolcuyu uyarsaydı, kimse yönünü şaşırmazdı. İnsan kendi dünyasında hem kalabalıktır, hem de yalnız…”
Sırpçada ‘Baliya’
“Bize sadece ‘Baliya’* diyorlardı. Biz Sırplara ne kötülük ettik ki, bir av hayvanı yerine koydular bizi?…”
Sayfa 23 - *Baliya: kökeni abalı kelimesinden gelmekte ve köylü, çoban anlamı nedeni ile Sırplar tarafından Bosnalıları aşağılamak için kullanılmaktadır.Kitabı okudu
Bal-Kan
“Ne de olsa burası bir Balkan ülkesiydi. Bal ve Kan ülkesi…”
Bir şey vs Her şey
“Her sorunun cevabı hepimiz için başka başkadır. Tıpkı her şeyin bir şeyin olmadığı gibi, bir şeyin de her şey olmadığı gibi…”
Reklam
İnsanlık nerede kaldı?
“İnsanlık diye yücelttiğimiz şey, meğerse ne aşağılayıcı bir şeymiş. Sahi yaa.. Bu soykırım olurken bu kadar dinin yeryüzündeki temsilcileri ne yapıyordu acaba? Şayet kötüler iyilere karşı üst üste zafer kazandıysa, insanlık nerede kaldı…”
İnsanları nasıl hayatımızdan eleriz
“Bir elekten kumları eler gibi, biz de insanları eleriz. Ama susan insanları değil, konuşan insanları. Çünkü insan konuştukça, kendini ele verir…”
Şems-i Tebrizi der ki:
“Kalp midir insana sev diyen, Yoksa yalnızlık mıdır körükleyen? Sahi nedir sevmek; Bir muma ateş olmak mı, Yoksa yanan ateşe dokunmak mı…?”
11 Temmuz 1995, Srebrenitsa Katliamını anlatıyor:
“11 Temmuz’du.. Srebrenitsa mahşer yeri gibiydi. O gün herkesin bir hüznü vardı yüreğinde bir türlü vedalaşamadığı.. Epey bir süre kalabalığa bakıp zihnimi bu düşüncelerle meşgul ettim ama sonra bunlardan sıyrılıp hüzün dolu bakışlarımı beyaz mermer taşların üzerinde gezdirdim. Binlerce, binlerce masum insan yatıyordu toprağın altında. Çocuğu, genci ve yaşlısıyla birlikte.. Binlerce insan sanki zamanın tozları altında yitip gitmişti, zamanın geriye doğru aktığı bu günde, bu şehirde…”
Sayfa 111Kitabı okudu
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.