r

Roman - Tarih - Edebiyat

0 member
Sonsöz
İstiklal Savaşı, dünyadaki en meşru, en ahlaklı, en haklı, en kutsal savaşlardan biridir. Emperyalizmi ve yamaklarını dize getiren, bir enkazdan yepyeni, çağdaş bir devlet kurmayı başaran atalarınızla gurur duyun, şehit ve gazi atalarınızın onurunu yalancılara çiğnetmeyin..
Sayfa 688 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Savaşın da bir ahlakı vardır..
Sayfa 159 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
"Dinle, Dalia," dedi Beşir ağır ağır. "Evini, bütün eşyalarını, ruhunu bir yerde bıraksaydın, nasıl hissederdin? Her şeyiyle geri almak için savaşmaz mıydın?"
Sayfa 229 - Pegasus YayınlarıKitabı okudu
İzmirli Süvari Teğmeni Yıldırım Kemal, hastalandığı için Konya hastanesine yatırılmıştı. Neşeli, sevimli, herkesin çok sevdiği bir delikanlıydı. Sıkıldığı için üç gün önce hastaneden kaçmış, savaşın başladığını, kolordunun cephe gerisine geçtiğini öğrenince, bir at ele geçirip Ballıkaya'dan Ahır Dağı'na dalıp, keçi yolunu bir başına aşmıştı. Kolordu karargahını ve Fahrettin Paşa'yı Küçükköy istasyonuna yakın bir yerde buldu. Selam verdi: "İyileşip geldim. Emrinizdeyim Paşam." Son zamanlarda İstanbul'dan Anadolu'ya kaçan askeri lise öğrencileri, kısa bir süvari eğitiminden sonra teğmen olarak kolorduya verilmişlerdi. Yıldırım Kemal de bu çocuk yaştaki teğmenlerden biriydi. Hemen dövüşe katılma isteğiyle yanıyordu. Paşa teğmeni öptü, eski alayına verdi. Alayı bu sırada Küçükköy istasyonunu ele geçirmek için demiryolu muhafızları ile çarpışıyordu. Teğmen atını dörtnala sürüp gitti. İki saat sonra bu genç İzmirlinin şehit olduğu haberi geldi. Öteki şehit yoldaşlarıyla birlikte istasyonun yanındaki bahçeye gömüldü. Bu küçük istasyona Yıldırım Kemal adı verildi..
Sayfa 627 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Mehmet Akif Bey acele etmeden yerini aldı. Öksürerek sesini açtı: "Ey cemaat! Bugün dünyada milyonlarca Müslüman var. Ne acıdır ki hiçbirinin istiklali yok. Yalnız biz istiklal sahibiydik. Ama biz de yüzyıllardır, elde ne varsa, yabancılara verip geri çekile çekile yaşıyorduk. Bunun sebebi dinimiz midir? Haşa. İslamiyet hayatı, aklı, mantığı, zamanın icaplarını reddetmez. İslamiyet dini, ölüler dini değildir. Ama batı dünyası ilim ve fende ilerlerken biz Müslümanlar ne yaptık? Her şeyi Allah'a havale ve emanet edip tembellik, cehalet ve bağnazlık içinde donup kaldık. Sonuç ortada: Dilenerek yaşayan hükümetler, harabeler, ekilmemiş tarlalar, yakılmış ormanlar, hastalıklar, hurafeler, üfürükler, yolsuz, okulsuz köyler, pis şehirler. Milletin hayrı için ne düşünsen 'Olmaz!' diye dikilen ilimsiz hocalar. Her yeniliğe, 'Biz dedemizden böyle görmedik' diye karşı çıkan yobazlar. Milletlerin hayatında duraklamak bile ölmek demek iken, biz tamamen durmuşuz. Geriden de geri bir hale düşmüşüz. Görünen köy kılavuz istemez. Yaşadığımız, ilkel bir hayattır. Peki, batı ne halde? Gemileri denizleri aşıyor, şimendiferleri dünyayı geziyor, uçakları havalarda dolaşıyor, ilim adamları hayatlarını araştırmaya vakfetmiş, halk ise mütemadiyen çalışıyor ve oku-or. Durum bu..
Sayfa 522 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
İNEBOLU
Kahvenin baş duvarında M. Kemal Paşa'nın bir büyük resmi asılıydı. Yarbay Nidai ayağa kalktı, katılanları selamladıktan sonra kayıkçılara seslenerek, "Yaz-kış demeden ordu malını karaya taşıdınız." dedi, "bugüne kadar bu hizmetinize karşılık bir kuruş bile almadınız. Ama bombardıman sırasında kayıklarınız tahrip oldu. Pek azı kurtuldu. Bunu öğrenen Ankara son taşıma hizmetinizin bedeli olarak biraz para yolladı.." Bir subaya baktı. Subay içi kâğıt ve madeni para dolu küçük bir torbayı Nidai'ye uzattı. "..Bugüne kadarki hizmetleriniz için yürekten teşekkür ederek, 1.680 lirayı kâhyanız İlyas Kaptan'a teslim ediyorum." Torbayı Kaptan'ın önündeki masaya bıraktı. Kayıkçılar bozuldular. İlyas Kaptan hayal kırıklığı içinde ayağa kalktı. Nidai telaşla, "Yaranızı sarmaya yetmeyeceğini biliyorum" diye durumu idare etmeye çalışınca, İlyas Kaptan, "Dur beyim." diye terslendi, "yanlış anladın Bizim itirazımız miktarına değil, parayadır. Para istemeyiz. Yeni kayıklar yapılıyor. Evellallah hizmeti aksatmayız. M. Kemal Paşa'nın ellerinden öperiz. Bizi sevindirmek istiyorsa, şu alçak düşmanı tepelesin." Eliyle torbayı Nidai'ye doğru itti..
Sayfa 151 - Bilgi YayıneviKitabı okudu
Reklam
526 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.