Profil
Bu uzun kaleler hattını savunan bir şey yoktur; ne toplar ne başka şey. Rus, Tatar, Kırgız, aynı Çin imparatoru gibi elini kolunu sallaya sallaya kapılarından geçebilir. Set artık İmparatorluk'un kuzey sınırını korumaz, hatta o ince Moğol tozuna da engel olamaz;kuzey rüzgarı bazen o tozu başkente kadar getirir.
Alfa Yayıncılık
Birkaç sözcükle Kin-Fo'ya durumu açıkladılar. Genç adam, cesaret ve soğukkanlılığını kaybetmemişti. "Bütün sahte ölüleri denize atalım!" diye haykırdı. Cesur bir fikir, ama uygulaması olanaksız. Zira ambardaki adamlarla Kaptan Yin'in işbirliği buna izin vermezdi.
Alfa Yayıncılık
Reklam
İşin karanlık yönü bu noktaydı. Ancak şu anda bu noktayı aydınlatmak yersizdi.. Belli olan bir şey varsa, Çinliler'in en berbat cinsleri, Taku'dan hareketinden bu yana jonkun içinde bulunuyordu. İçlerinden biri Lao-Shen adını telaffuz etmişti ve Kin-Fo'nun hayatı tehlikedeydi! Aynı gece, 28 Haziran'ı 29'a bağlayan gece, La Centenaire'e iki yüz bin dolara mal olacaktı. Oysa elli dört saat sonra, poliçe yenilenmediğinden müşterinin hak sahiplerine hiçbir şey ödenmeyecekti.
Alfa Yayıncılık
"Bu gece." "Evet, bu gece." "Ay doğmadan önce." "Ya bizimkiler?" "Onlara haber verildi." "Tabutun içinde otuz altı saat, bıktım yahu!" "Ben de!" "Ama Lao-Shen böyle istedi!"
Alfa Yayıncılık
Her boyutta, her biçimde tabut göze çarpıyordu. Kimi yoksul, kimi varsıl tabutlar. Yaşam koşullarının Pasifik'in ötesine sürüklediği bu göçmenlerden bazıları, Kaliforniya altın yataklarında, Nevada ya da Colorado madenlerinde çalışarak zengin olmuşlardı. Ama ne yazık ki bunlar azınlıktı. Ötekiler yoksul gitmişler, yoksul dönmüşlerdi. Fakat hepsi anayurduna dönüyordu. Ölümde eşittiler.
Alfa Yayıncılık
Ambarın her yanı bir anıt mezarın girişi gibi derli topluydu. Fu-Ning'e gidecek olan yetmiş beş tabut kat kat sıralanmıştı. Sıkı sıkıya istiflenmişlerdi; yalpa ve sarsıntı sonucu yerlerinden oynayamazlardı. Jonkun güvenliğini de tehlikeye atamazlardı. İkişer ikişer dizilen tabutların ortasında bir boşluk bırakılmıştı. Bu dar geçit, ambarın ucundan öbür ucuna gidip gelmeyi sağlıyordu. Kapaklar açıldığında ışığa boğuluyor, kapandığında karanlığa gömülüyordu.
Alfa Yayıncılık
Reklam
. Ölmek, iyi! Kin-Fo'yla ölmek, tamam! Fakat 30 Haziran geceyarısından sonra! Bir milyonu kurtarmak! Craig-Fry'ın tek amacı buydu! Fry-Craig'in tek düşüncesi buydu!
Alfa Yayıncılık
Craig ve Fry gitgide endişeleniyordu. Tabii bu endişenin nedeni müşterilerinin mali değeriydi. Kuşkusuz onların hayatı da Kin-Fo'nunki kadar kıymetliydi. Onlar da KinFo'yla birlikte ölürlerse, La Centenaire'in çıkarlarıyla ilgilenen kimse kalmayacaktı. Fakat dikkatli ajanlar şimdi böyle şeyleri düşünmüyorlardı
Alfa Yayıncılık
"Dostum, ölmedim, ama bu mektubu aldığın zaman ölmüş olacağım! Ölüyorum, çünkü vaadimi yerine getirmeye cesaret edemedim; fakat sakin ol, her şeyi planladım. Bir Tay-ping lideri olan eski arkadaşım La-o-Shen senin mektubunu aldı. Benden istediğin zor görevi yerine getirecek. Eli ve yüreği sağlamdır. Benim başıma konan kapitali o alacak, ona devrettim; sen dünyayı terk ettiğin zaman parayı almaya hak kazanacak!.. Elveda! Senden önce ölüme gidiyorum! Elveda dostum! Elveda! WANG!"
Alfa Yayıncılık
Gariplikler ülkesi Amerika'da bile buna benzer fantezilerin yaşanmadığını biliyordu.Gelgelelim, şu tuhaf ülke Çin'de her şeyin mümkün olabileceği sonucunu çıkarıyordu. Çok geçmeden Kin-Fo'yla aynı kanıya vardı. Şöyle ki filozofu bulmayı başarsalar bile, adam verdiği sözü yerine getirecekti. Kayboluşundan da bir plan tasarladığı anlaşılıyordu; öğrencisini vurmak için en elverişli anı kollayacak, ani ve bitirici bir darbeyle kalbinden vuracaktı. Mektubu kurbanının cesedi üzerine bıraktıktan sonra, rahat rahat La Centenaire bürolarına gelip kapitalden kendi adına sigorta edilen payı talep edecekti.
Alfa Yayıncılık
77 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.