"Gerçek hayatta insanlar birbirini kollamıyordu, birbirlerini vuruyorlardı. Bazen açıkça, bazen gizleyerek. En kötüsü gizli olandı çünkü darbenin ne zaman ve ne şekilde geleceğini bilemezdiniz."
Duvara dayalı büyük fotoğraftaki Defne, kırmızıgüzel bir elbise ile beyaz güllerin üstünde uzanıyordu. Önünde uyuyan Defne ise, kırmızı büyük minderin üzerinde neredeyse aynı pozda uyuyordu.
"Ya hikâyeleri yaşar ve kendinize saklarsınız ya da anlatmayı seçersiniz. Bazen konuşarak, bazen yazarak. Eğer şanslıysanız çizerek anlatırsınız ya da belki ânı yakalayarak hikâyeyi bir fotoğrafa sığdırırsınız."
"Ben gösterişi sevmem. Özel anlarımı başkalarına sunmayı da öyle. Büyük cümleler, şiirler ya da yeminler de beklemiyorum. Biri bana ilan-ı aşk edecekse de tek istediğim samimiyetini görmek olur. Bana hissettirmesi yeterli."
She’s the man filmini sevdiğim için kitaba başlamıştım (konuları benzer) ama kitap filmin yanından bile geçemez. Film komik ve eğlenceliydi.
Geçmiş anılarını daha çok görebilirdik. Konuşmaları, düşünceleri sanki daha küçük yaşındalarmış gibi hissettirdi.
Adil OyunKandi Steiner · Martı Yayınları · 2023240 okunma
Bazı kitaplara beklentisiz olarak başlamak lazım. Özelliklede romantik komedilere. İlginç bir şekilde içimi sıcacık yapan bir kitap oldu. O sevişme sahnelerini bir kenara bırakırsak kitabın çok yumuşak bir tarafı var. Tüm o sert çocuk nidalarına rağmen karakterler özünde hep iyiydi. Çok daha İyi işlenebilirdi. Bu kitap daha çok soft romantizm gibiydi oysaki bu tarz kitaplardan daha fazla aksiyon bekliyoruz daha fazla heyecan bekliyoruz. Soft dediğime bakmayın kitap gayet yetişkin içerikli. Sadece verdiği his soft romantizm. Sanırım bu karakterlerin bana verdiği histen kaynaklı.
Kitap daha iyi işlenebilirdi, özellikle Noah’ın yaşadıkları ailesi ile olan ilişkileri o kitapta yeterli değeri görmedi. Maya ve ailesi ile olan ilişkileri de keza öyle ama bu kısım daha pozitif yönde. Noah’nın babasını yeterince sövemedik. Anlatılan arkadaşlık ilişkileri güzeldi, samimi bir his veriyordu. Kitapta eksik olan şey temponun tutturulamaması. Hatta ikili diyaloglar da bile o ivme yoktu. Kitabı beklentileri de başlamadığım için güzel bir seri başlangıcı diyebiliriz. Oku unut tarzında.
Üniversiteden mezun olan Maya, kendisi bir F1 pilotu olan abisin Santiago’ya bir yıl boyunca yarışlarda eşlik edecektir. Bu sırada da YouTube kanalına vloglar çekecektir. Abisinin yeni takım arkadaşı ve üç dünya şampiyonluğu olan Noah Slade ise hem abisi ile rakip hemde uzak durulması gereken erkekler kategorisindedir.
Kitabın sonlarını daha çok sevdim. Özellikle Noah’ın aile bireyleri ile yüzleşme sahneleri iyiydi. Maya’nın telsiz konuşması, Santiago ile Noah ile yapılan son röportaj kitapta en sevdiğim bölümler oldu.
"...küçük detayları hep okumalısın."
Okumalı mısın?
Uzun zamandır kitap okumakta fazlasıyla zorlanıyor ve bu durumdan kurtulmak istiyordum. Bu yüzden de pek de okumadığım bir türe başvurdum, çünkü yüz karası da aynı şekilde okuyup fazlasıyla beğendiğim bir kitaptı. Aah ah... Hayatımda en çok boşa verdiğim 13 saatten biriydi