“... seninle de, onunla olduğu gibi, içimde bir yerde hep bir açık kapı kaldı, rüzgâr çıktıkça çarpıp durdu. Ne içeri yerleşebildim geçen zamanda, ne de o açık kapıdan çıkıp gidebildim. Kendimi yokladım durdum. Masaya yatırdım, kestim biçtim ama bir sonuca varamadım. Seninle de yapamadım.”
"Haklısın. Hayatımda hiçbir şey yolunda gitmiyor. Ama ne demek istediğini anlamıyorum, Kath. Ikimiz de biliyoruz derken neyi kastediyorsun? Sen nasıl bilebilirsin ki? Ben kimseye anlatmadım."
Ona o kadar samimiyetle yaklaşırım ki, birbirimize ezelden aşina
olduğumuzu anlar ve sohbete dalarız. Bu sohbetten aldığım lezzeti kitaplar, ansiklopediler veremez.