Okuldaki edebiyat sınavım için okumam gereken bir kitaptı. Daha önce hep karşıma çıkıyordu ama pek ilgimi çekmemişti ve okumamıştım. Satrançla çok fazla ilgilenen biri değilim. Bu yüzden de biraz ön yargılı gibiydim ve ilk başta okurken anlamadığım için biraz soğumuştum kitaptan. Ama okumaya devam ettim, sonrasında telefondan saate bakmak için bile elimden bırakamadığımı fark ettim. Hep sonrasını merak edip durdum. Dili gerçekten çok akıcı,güzel. Satrancın, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'in ve psikolojik bir hapis odasında olan McConnor'un hikayesini okuyorsunuz aslında. Beni etkileyen kısımlardan biri McConnor'un hapis odasında kaldığı zamanlarda yaşadıkları ve satrancı öğrenme serüveni. Aynı zamanda Mirko ve McConnor'un karşılıklı satranç oynadıkları kısımlardaki betimlemeler çok güzeldi. Genel olarak kitabı beğendim. İlk kısımlarda pek anlamadığım ve biraz sıkıldığım için puanım:9/10Değer verip buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim.