Lyon'da Düğün'de üç öykü var ve ilki dışındakilerde aradığımı bulamadım. Lyon'da Düğün kısa, etkileyici, sonu çarpıcı, üslubu hoş ve insana dokunan bir öykü. İkincisi bayağı rahatsızlık verdi, kişilerin aykırı simasından dolayı da değil, genel anlamda bir düşkünlük hissi var. Son öykü en uzunu. Savaş karşıtlığını dile getirdiği onca şeyden biri daha ama devamlı Zweig okuyanlar ne hissediyor bilmiyorum ama ben yıllardır ilk Zweig kitabımı okuyup yine mi aynı şey, hadi aynı şey olsun ama yine mi benzer, Mecburiyet öyküsüyle konu dışında birebir kopya gibi yakarışlar dedim içimden. Kötü yorum yapmaktan nefret ediyorum ve genelde güzelliğini sakince övdüğüm kitapları daha az beğenmiş oluyorum. Bir kitaba güzel diyorum, başkasına daha güzel ve şaheser gibi gidiyor. Güzelliklerinin niteliği manasında bir değerlendirme oluyor, daha iç açıcı bence. İlk defa sevdiğim bir yazarı böyle değerlendiriyorum galiba fakat Zweig'dan da onca beklentimiz var ne yapalım...