Savaşın yüzünde erkekler var. Savaşın özünde ise bütün bir halk var. Korku, panik, çaresizlik, aşk, hırs... Akla gelebilecek her türlü duygu... Savaşta her şey var. İnsanın en çirkin olduğu anlarda, vahşetin tüm çıplaklığıyla gözler önüne serildiği savaş meydanlarında, cephe arkasındaki yoğun çalışma temposunda yaşam, yaşama isteği hatta pek nadir olmayan yaşama sevinci bulmak işten bile değil. Sahi, insan yaşamının kıymetini en çok yaşamdan kopmaya en yakın hissettiği anlarda anlıyor değil mi?
Savaşa çoğun erkek gözüyle baktık, bakıyoruz. Savaşı erkekler başlatıyor, sürdürüyor değil mi? Bütün bir halkı ilgilendiren savaşta kadın nerede peki? Her yerde olduğu halde hiçbir yerde değil de sadece aciz, çaresiz, savunulmaya muhtaç bir yerlerde olduğu yanılgısına en sağlam cevaplardan birisidir "Kadın Yok Savaşın Yüzünde". İşte bu eserde de savaşta görev yapmış olan kadınlar ile yapılan röportajlar bulunmakta. Kadın savaşın neresindeydi, bunu İkinci Dünya Savaşı'nda yer almış kadınların kendilerinden dinleyelim. Onların hissettiklerini, duygularını savaşı başlatan erkeklerde de görebiliyor olsak acaba bunca savaşlar olmaz mıydı?
Kitabı okumanızı tavsiye ederim. Okuyun ki savaşa her zaman baktığımızdan çok daha farklı da bakabilelim. İyi okumalar sevgili okur.