s

Serhend dergisi ♡

0 üye
Gavs-i Sani (ks)
Dr. Uğur Bey yakın hizmetindeydi. Ayrıca haber programlarını dizüstü bilgisayarda hazırlıyor, özetliyor, güzel şekilde sunuyordu. Bir seferinde haberde bir sporcu olayı vardı. "Bunu bize niye gösteriyorsun" dedi Gavs hazretleri. Bu olay nasıl hareket etmemiz, nelere dikkat etmemiz gerektiği konusunda bizim için çok ibretlik... Mübarek her işi takva üzere yapmamızı murat ediyordu. Dünya ve ahirette fayda vermeyecek işlerle ilgilenmiyordu.
Burak Şalkamcı
Merhum Mehmet Ildırar anlatıyor: "Ey derviş! Niçin tarikata girdin? Hakkıyla Allah'a kulluk için, hakkıyla emrine itaat için, hakkıyla günahlardan kurtulmak için. Bu olmazsa tasavvuf da boş. Allah Teâlâ'nın huzuruna beş dakika hiçbir şey getirmeden çıkamıyoruz. Yani kalbimizi namaza veremiyoruz. Namazın bâtini noksanlıkları bir yana dursun, kıyam olmuyor, secde olmuyor, ayakların duruşu olmuyor. Abdest ise yüzbinlerce yamalı. Ahval bozuk. Şu halde ey sofi! Dervişlik (sadece) bir hikâye olmasın!"
Sayfa 45
Reklam
Serdar Tuncer
"Önce tekke, sonra Mekke" diye tevekkeli buyurmamış kudema. Eskiden hacca gidene sorarlarmış: "Rabbinin beytine mi gidiyorsun, beytin Rabbine mi?"
Sayfa 53
Eğer şeyh, mürşid-i kâmil ise bir kişi gelip tövbe ettikten sonra o zat der ki "Ya Rabbi bu kulun geldi sana tövbe etti. Sen Kadir'sin. Bu kulu nefis ve şeytandan uzak tut ki, günahtan uzak kalsın, şeriat üzere daim olsun, ibadetinde daim olsun." Gavs-ı Kasrevî kuddise sirruhu
Sayfa 48
Sadettin Ökten
İkinci Dünya Savaşı'nda yahudiler büyük zulüm gördüler, bu bir realite. Batılı düşünürler dediler ki eğer tanrı olsaydı -burada tanrı kelimesini özellikle kullanıyorum- bu zulme izin vermezdi. Demek ki tanrı yok, dediler. Bu "logic" bir tanrı anlayışıdır. Müslüman böyle düşünmez. Der ki bu bir imtihandır, ben acaba ne yaptım da bu imtihana müstahak oldum. Burada da bizimkiler "layık" kelimesini kullanıyorlar. "Layık" müspet şeylerde kullanılır. "Müstahak" kullanılır böyle menfi şeylerde. "Ben ne yaptım da..." Böyle düşünür. Dolayısıyla sizin sorunuzdaki mesele de böyledir. "Cenab-ı Allah böyle takdir etmiş" der müslüman. Peki, ne yapacağım? Gayet net, kulluğa devam edeceğim. Nasıl yapacağım? Hz. Peygamber'in (s.a.v) Mekke devrindeki gibi... Bu çok enteresandır; Mekke devri başka, Medine devri başka. Mekke devrinde Hz. Peygamber (s.a.v) sebat ediyor, sabrediyor, dua ediyor. Medine devrinde devlet kuruyor. Günümüz, müslümanlar için Mekke devri gibidir. Yani bakacaklar, dikkat edecekler, ibadet ve taati bırakmayacaklar. Sadece bizim bildiğimiz zahirî ibadetleri değil, kalbin ibadetlerini de bırakmayacaklar ve istimdat edecekler.
Sayfa 30
"Anlayışlı insanlar; kusuru değil, güzelliği arar." Şeyh Sa'di Şîrâzî (rah.)
Reklam
42 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.